19 Nisan 2009 Pazar

20 yıl öncesi ve bugün.

Sayın Turgut ÖZAL
Başbakan ve ANAP Genelbaşkanı
Ankara 18 Temmuz 1989


Sayın BAŞBAKAN

25 Haziran 1989 tarihli Güneş Gazetesi’nde yazıldı:

Kültür ve Turizm Eski Bakanı ve ANAP Zonguldak Milletvekili Tınaz TİTİZ, Güneş Gazetesi Muhabiri Önder Şenyapılı’nın sorularına verdiği cevabında şöyle diyor:

“…Üzerinde konuşmak istemiyorum. Çünkü ben, o mektupta iki ana görüş ortaya koydum. Biri, ERKEN SEÇİMİN NİYE KAÇINILMAZ OLDUĞU; öteki ise, CUMHURBAŞKANLIĞI için ANLAŞMANIN değil, UZLAŞMANIN niye gerekli olduğu. Anlaşma ile uzlaşma arasında farklar var. Bunları söyledim.”.
Bu konuda, eğer öyle bir imâ varsa; ona, katiyen katılmıyorum. Ben, “MUTİLİĞİ”, insanın yanlış karar vereceğini umduğu bir anda birisinin, her türlü sevimsizliği göze alarak, gerekli uyarıyı yapması diye tanımlıyorum. Benim bu tanımıma göre; “MUTİLİK”, benim yaptığımdır. Ama; başkası, başka türlü tanımlar: “HİÇBİR ŞEY KARŞISINDA SESİNİ ÇIKARMAMAK” diye tanımlarsa, ona göre MUTİLİK olur; bana göre de, “EN BÜYÜK İHANET” olur.”.

5 Temmuz 1989 tarihli Milliyet Gazetesi’nin yazdığına göre ise; Devlet ve Millî Eğitim Eski Bakanı ve ANAP Gaziantep Milletvekili Hasan Celâl GÜZEL, şunları söylüyor:

“…Teknisyen veya politikacı olsun; 1986 öncesi ÖZAL’LA çalışmak, daha kolaydı. Her şey değişti. Her şey başlangıçta düz, sonra tersi oldu maalesef. Her şey değiştiği için, netice de değişti.”

Bu sözleri sarf edenler, yakınlarınızdı.
Bu durum karşısında doğru düşünmek ve doğru olanı yapmak, en önemli görevinizdir.

26 Mart 1989 tarihinde yapılan MAHALLÎ SEÇİMLERDE almış bulunduğunuz yüzde 21,80 oy oranı, sizi iktidar yapan yasalara göre de değerlendirilirse; Ana Vatan Partisi değil iktidar olmak, ANAMUHALEFET partisi bile olamayacaktır.

Gerçekten millî iradenin asıl sahibi, Türk milletidir. Yasama, Yürütme ve Yargı güçleri, onun adına ve vekâleten kullanılır.

1987 seçimlerinde, ÇARPIK SEÇİM YASALARINA dayalı da olsa Türk milleti, yüzde 35 oy oranı ile size iktidar vermişse; bu millet, aynı yasalar çerçevesinde, son seçimde oy oranınızı yüzde 21,80’e indirmekle, vekâletini geri almış ve sizi vekâletten azletmiştir.

26 MART 1989 tarihinde yapılan MAHALLÎ SEÇİMLER neticesinde ANAVATAN PARTİSİ’NİN, halk desteğini kaybettiği ve üçüncü parti olduğu, matematik bir kesinlikle ispatlanmıştır. Demokrasilerde; iktidara sâdece halkın desteği ile gelmek yetmez; orada tutunabilmek için de, sürekli olarak halkın desteğine ihtiyaç vardır. Bu desteğin ortadan kalktığı ve üstelik de, böylesine genel ifadeli bir seçimle sabit olduktan sonra; iktidardan derhal çekilmek ve ERKEN genel seçimlere gitmek, iktidarın meşruluğu icabıdır. Bunun aksini düşünmek, REJİMİN ESASLARINA ters düşer. Zira; millî iradeyi inkâr; düpedüz, milleti ve devleti inkâr demektir. Çünkü; demokratik rejimde herkes gücünü, milletten alır. Genel seçimler de, Mahalli seçimler de, milletin iradesinin neticesidir.

Sayın BAŞBAKAN;

İktidar, bir SÖZLEŞME değildir. Bir STATÜDÜR. Halk mutabakatının kesinleşmesi ile ANAP, bu STATÜDEN çıkmış bulunmaktadır. HALK DESTEĞİ yitirildiğine göre; ANAP Grubunun, “BENDEN SONRA TUFAN” dercesine şart haline gelmiş ERKEN SEÇİME, o veya bu sebeple direnmesi, Türkiye meselelerini çıkmaza götürecektir.

Esasen TÜRKİYE, siyasî ve ekonomik BUNALIMIN çıkmazı içindedir. “CUMHURBAŞKANLIĞI” meselesini, ülkenin bir numaralı meselesi haline getirip, gerçeklerden kaçmak mümkün değildir. Aksini söyleseniz bile; oy oranınız yüzde 21,80’e düştükten sonra dahî, sürekli olarak her gün oy kaybeden iktidarınızın, millî iradeyi hiçe sayarak ERKEN SEÇİMDEN kaçması, mümkün değildir.

Erken seçimi, CUMHURBAŞKANLIĞI seçiminden sonra yapmayı düşünüyorsanız; bu takdirde kendi grubunuz, ALDATILDIKLARI zehabına kapılacaktır.

Kısacası:

DEMOKRASİ, ya vardır , ya yoktur. AZICIK DEMOKRASİ ile yetinmek mümkün değildir. ANA KAİDELERİN ve ANA BELGELERİN yok farz edildiği bir sistemde, HUKUKUN VARLIĞINI SAVUNMAK, mümkün değildir Şeklen demokrasiden bahsedilecek ama, hakikatte demokrasinin icapları yerine getirilmeyecek!.Dünya üzerinde böyle bir rejime isim bulmak mümkün değildir.

Gerçekleri arayan, gerçekleri söyleyen ve gerçekleri savunan bir vatandaş olarak görüşlerimi arz ettim.

Gereğini yapacağınıza inanıyorum.

Saygılarımla.

Ecz. Hüsnü Akıncı.

Hiç yorum yok: