25 Mayıs 2009 Pazartesi

İhanet, terazide tartılmaz.

Sayın Cengiz ÇANDAR
Referans Gazetesi Yazarı
İstanbul 25 Mayıs 2009


Sayın ÇANDAR;

24 Mayıs 2009 tarihli ve “Ergenekon ve müttefikleri ve dış dünya” başlığını taşıyan yazınızı okudum.

“ERGENEKON NEDİR?” sorusunu kendiniz sormuşsunuz.

Verdiğiniz cevap da bir Cengiz Çandar klasiğidir ve ibret vericidir: İşte, Ergenekon cevabınız:

“İKTİDAR değişikliğini ASKERÎ DARBE yoluyla arayanların, bu amaçla askerî darbeyi gerekli ve meşru kılacak ORTAMI HAZIRLAMAK İÇİN yürüttükleri faaliyetlere ve bunun ÖRGÜTLENMESİNE verilen isim.”

Henüz daha mahiyeti iyi bilinmeyen ve nasıl sonuçlanacağı belli olmayan bir dava hakkında kesin hüküm vererek beyanda bulunmanız, kamuoyunca iyi bilinmeyen bir MİSYONUNUZUN varlığına işaret etmektedir.

Aslında; bunun böyle olabileceğine dair ipucunu da, şu sözlerinizle açığa çıkarmış durumdasınız:

“Ergenekon’un “DIŞ KONJOKTÖR TALİHSİZLİĞİ” tam da bu noktada başlıyor. Zira; dış konjoktörün “İSTİKRARSIZLAŞAN” bir Türkiye’ye hiçbir tahammülü yok. “İSTİKRARLI” bir Türkiye talep ediyor.”.

Acaba, öyle midir?

Kesin olarak açıklamadığınız DIŞ KONJOKTÖR, gerçekten istikrarlı bir Türkiye mi istiyor veya kendilerine tabi bir Türkiye mi istiyor?

Daha açık sorayım:

Dış konjoktör bu bölgede; kendi kendine yeterli ve başkalarına muhtaç olmaktan kurtulmuş; dünya üzerinde kurulan ve kurulacak her masaya eşit ağırlıkta oturmasını başaran; sulh, sükûn, huzur ve güven ortamı içinde hedef kovalayan ve her hedefi gerçekleştirdikten sonra yeni hedeflere yönelen ve de refah içinde yüzen GÜÇLÜ BİR BÜYÜK TÜRKİYE ister mi?

Değişik sorayım:

Dış konjoktör için uygun olan; kendi kendine yetersiz ve daima başkalarına muhtaç; “OTUR!” denilen yerde oturan ve “KALK!” denilen yerde kalkan; iç ve dış gailelerle boğuşan ve hedeflerini unutan huzursuz, mutsuz ve başkalarına tabi ZAYIF BİR TÜRKİYE değil midir?

Geçmişe bir bakalım:

1960, da 1971’de, 1980’de Türkiye, kural dışı olaylara maruz kalmıştır. Türkiye’yi darbe ve müdahalelere götüren kargaşa ortamlarını da, bugün sizin “DIŞ KONJOKTÖR” olarak ifade etmeye çalıştığınız AMERİKA yaratmıştır. Bu gerçeği en iyi bilenlerden birisiniz. Çünkü, o oluşumlarda görev almıştınız.

Bugün dahi görevinizin devam ettiğine inanıyorum. İspatı da, “BU TARZ OLUŞUMLARA AMERİKA’DAN İZİN YOK!” ifadenizdir.

Sayın ÇANDAR;

Bulunduğumuz coğrafyanın özellikleri sebebiyle Türkiye, gerçekten zordadır. Zaten, hiçbir zaman rahat edememiştir. Bunun sebebi de; daima bir birleriyle kavga eden, zıtlaşan bir toplum yapısı oluşturma faaliyetleridir. Kendi çıkar ve hedeflerini koruyan DIŞ KONJOKTÖR, bu işi, gayet güzel başarmıştır. Başta Amerika olmak üzere gelişmiş BATI ÜLKELERİ; daima kendilerinden yana hükümetler arzu etmişlerdir. Türkiye’yi, bölgede güçlü kılacak atılım ve politikalar, hayranı olduğunuz DIŞ KONJOTÖR tarafından engellenmiştir.

Adnan Menderes’in Sovyetler Birliği ile temasa geçmesi, 27 Mayıs İhtilâli’ne giden süreci başlatmıştır.

Süleyman Demirel’in Şubat 1967’de Sovyetler Birliği ile 7 Büyük Projeyi kapsayan Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşması imzalaması, 12 Mart 1971 müdahalesine giden süreci başlatmıştır.

Yine Süleyman Demirel’in 12 Aralık 1976’da Sovyetler Birliği ile 14 büyük projeyi kapsayan ikinci Teknik ve İşbirliği Anlaşması imzalaması, 12 Eylül 1980 İhtilâli’ne giden süreci başlatmıştır.

Bu olaylar, uzun vadeli bir plânın gereği olarak meydana getirilmiştir. Bundan sonra nelerin olacağını ve nelerin olması gerektiğini en iyi bilenlerden olduğunuz için, teferruata girmeyeceğim. Ancak şunu ifade edebilirim:

Dayandığınız DIŞ KONJOKTÖR, Türkiye’yi, yeni bir darbe ortamına hazırlamak istemektedir. Bu ortamı hazırlamak için de bu sefer, MEDYAYI kullanmaktadır. Bunu, bugüne kadar başaramayışının sebebi de, Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin, böyle bir tuzağa düşmeyecek kadar dikkatli ve uyanık olmasıdır. Bu sebepten dolayı da, belirli odaklar ve kişiler, dıştan aldıkları desteklerle Türk Silâhlı Kuvvetleri’ni yıpratmak ve tahrik etmek için olağanüstü gayret sarf etmektedirler. Onun için de “ Darbe” ve Darbeciler” sözcükleri, psikolojik silâh olarak kullanılmaktadır.

“DIŞ KONJOKTÖR, NİYE DARBE İSTESİN?” sorusunu sorabilirsiniz. Cevabım da şudur:

ABD, İNGİLTERE ve İSRAİL, bir darbe yapıldığı takdirde, Türkiye’de bir iç savaşın çıkacağını hesap etmektedirler ve hatta çıkacağına inanmaktadırlar. Kendilerince psikolojik ortamın hazırlandığını zannetmektedirler. Bunun için de; kendi çıkar ve hedeflerine hizmet eden HAİN veya GAFİLLERİ seferber etmişlerdir.

HAİN veya GAFİL sözcükleri kimseyi rahatsız etmemelidir. Zira; her ülkenin ve her milletin hainlerinin veya gafillerinin olduğu tarihen sabittir ve örnekleri çoktur. Devlet Eski Bakanı Kâmran İnan, “MAALESEF, HAİNİ BOL BİR ÜLKEYİZ.” sözleriyle, bu gerçeği gayet net olarak ifade etmiştir. Merhum Attila İlhan ise, “MAALESEF AYDINLARIMIZ, TANZİMAT’TAN BERİ BATININ MÂNEVİ AJANLARI GİBİ DAVRANMAKTADIRLAR.” sözleriyle, herkesi uyarmak istemiştir.

Sayın ÇANDAR;

Yazılarınızda devamlı olarak tek yönlü fikir aşılamaya çalıştığınız için, konulara belki bu gözle de bakarsınız diye bu mektubumu yazdım. Bu konuların tartışılmasını istiyorum. İsterseniz ve kabul ederseniz; sağlayacağınız bir televizyonda, sizinle tartışmaya hazırım.

Saygılarımla.

Ecz. Hüsnü Akıncı.

Hiç yorum yok: