24 Kasım 2008 Pazartesi

Değişen ne?


13 Ağustos 1999 Yalçın BAYER

Yalçın Bayer: DYP'nin Parsadan'ı
Adapazarı'ndan eczacı Hüsnü Akıncı, ''Dünkü 'Bu adayın dolarlarını kim götürdü' başlıklı yazınızla çok önemli bir konuyu gündeme getirmişsiniz'' diyerek şöyle konuşuyor:

''Hiç şüpheniz olmasın; bu ülkenin DYP'ye ihtiyacı vardır. Ama, bu DYP, Tansu ve Özer Çiller tarafından bir aile şirketi haline getirilen DYP değildir. Aranan DYP; memleketçi, hürriyetçi, adaletçi ve topyekûn kalkınmayı hedef alan ve de AP'nin gerçek misyonuna sahip bir DYP'dir.

Memleketin çimentosu konumunda olan bu partiye sahip çıkmak, aslında ülke sorunlarını ve hedeflerini kabullenmek demektir.

Ülke sorunlarına eğilmenin tek şartı şudur:

Ana kaidelere ve ana belgelere göre işleyen bir devlet ve işleyen bir rejim aramak; rejime ve devlete sahiplik bilgi ve şuuru taşımak.

Bu çerçevenin dışına çıkıldığında hiçbir zaman millet, söz sahibi olamaz.''

Aynı zamanda ''Hüsnü Akıncı'dan Çiller'e Mektuplar'' başlıklı kitabın yazarı olan Akıncı, ''Bu kitabımı her hafta okuyorum. Geçmişteki tespitlerim her zaman beni doğruluyor'' diyor.
Dünkü yazımız üzerine arayan bazı kişilerle konuştuk; 2.5 milyon dolar karşılığında aday gösterilen ilin Adana olduğu biliniyor. Olay, Ankara'da kulislerde ve parti çevrelerinde açık biçimde konuşulurken, Akıncı'ya kazanamayan bu adayı Özer Çiller'e kimin getirdiğini soruyoruz:

- Adanalı olduğuna göre Ömer Bilgin olamaz mı? diyor.

ANAYASA MAHKEMESİ İNCELEMELİ

Akıncı,
konu üzerine duyumlarını anlatıyor:

''(...) adlı kişi aldığı paranın yarısını Özer Çiller'e vermiş ve yarısını da 'Aileyi savunduğum için başım derde girdi, hakkımda sayısız tazminat davaları açıldı. Muhtemelen aleyhime neticelenecek tazminatlar için bu parayı, tazminat olarak zimmetimde tutuyorum' diyerek kendisi almış. Bu olay bu kişiyle, ailenin arasını açmış.''

Evet, bu kişi kimdir diye düşünürken, Çillerler'in yanından uzaklaşanların kim olduğunu da anımsayınız.

DYP'de geçen seçimlerde aday belirleme sırasında ne tür skandalların yaşandığını, listelere alınmayanların ne tür suçlamalarda bulunduğu unutulmamalıdır.

Asıl görev, cumhuriyet savcılarına ve partileri denetleyen Anayasa Mahkemesi'ne düşüyor.
Meclis'te ve DYP çevrelerinde bu olay dillerden düşmediğine göre, ihbara hiç gerek yok. Bu tür olayların aydınlatılması bize düşmez. Partinin para hareketi ile hesapları araştırılsın, Genel Merkez Muhasibi İsmail Karakuyu'ya sorulsun, yeter.

Çünkü DYP'de bu para için çok kavga oldu.

Parsadan
olayı unutulmasın.

Hiç yorum yok: