22 Kasım 2008 Cumartesi

Parti Devleti ve demokrasi

Sayın Hayati YAZICI
Devlet Bakanı
Ankara 22 Kasım 2008


Sayın BAKAN;

Kömür dağıtımının siyasî amaç taşımadığını ifade ettiğiniz için bu mektubumu yazmış bulunmaktayım. Daha doğrusu; kendimi, buna mecbur hissettim. Zira; iktidarınız, KURUL, KURAL, KAVRAM tanımamaktadır. Bu sebeple de DEVLET, ana KAİDELERE ve ana BELGELERE göre işletilmemektedir.

KONUYU, BİRAZ AÇAYIM:

DEVLET, bir kavramdır. İlmî olarak da, “BİR HÜKÜMET İDARESİNDEKİ SİYASÎ TOPLULUK OLARAK” tarif edilir. Önemli olan; Devletin kurumları, organları ve kuruluşlarıdır.
Hükümetlerin görevi de; DEVLETİ, bir AHENK içersinde İŞLETMEKTİR. Bu sebepten dolayı gelişmiş Batı demokrasileri, DEVLETİN, bir PARTİ DEVLETİ haline getirilmesine asla ve asla izin vermezler. Dikkat edilirse; gelişmiş Batı ülkelerinde kurul, kural ve kavram kargaşası yaşanmaz.

DEVLETİ, bir parti devleti haline getirme hedef ve gayretiniz, iktidarınızın en büyük yanlışı ve hatasıdır.
Kömür konusunu örnek vererek, görüşümü açıklamak istiyorum:

Sosyal Dayanışma ve YardımlaşmaVakfı, devletin bir kurumudur. Bu Vakfın, amaçları, işletilmesi ve kaynakları, kanun ve yönetmeliklerle belirlenmiştir. Vakfın faaliyet ve denetimi, illerde valilere, ilçelerde kaymakamlara aittir. Bu kurumlar, siyasî iktidarların değil, devletin kurumlarıdır.
İktidarınız, Devletin bir kurumunu devre dışı bırakarak, dağıtım işine ağırlıklı olarak AKP’li belediyeleri karıştırmıştır. Yani; “Siyasî amaç” güderek, haksız bir rekabet ortamı yaratmıştır. Kaldı ki; her kademedeki partili yöneticiler, yetkili imiş gibi addedilerek dağıtımda görev almaktadırlar.

Dikkatli bir vatandaş olarak sormak zorundayım:

SOSYAL DAYANIŞMA VE YARDIMLAŞMA VAKFI, niçin kurulmuştur? Belediyeler ve Partili yöneticiler, bu vakfın faaliyetlerine, niçin ortak edilmiştir? Ve bu faaliyetler, kimler tarafından ve nasıl denetlenmektedir veya denetlenecektir?

Bir önemli örnek daha:

Ülkemizde yine, DEVLETE ait bir KREDİ VE YURTLAR KURUMU mevcuttur. Bu KURUM, öğrencilerin yurt, burs ve kredi ihtiyaçlarının karşılanması için kurulmuştur. Ama; bu kurum dururken, AKP’li belediyeler de bu faaliyetlere ortak edilmiştir. Bu kurum, yetersiz miydi ki; belediyeler ve parti teşkilâtları, kurumun faaliyetlerine ortak edilmiştir? Bu kurum, yetersiz addediliyorsa; kurumu düzeltmek ve yeterli hâle getirmek, düzgün işlemesini sağlamak, hükümetlerin görevi değil midir? Belediyelerin burs dağıtmasının SİYASÎ AMAÇ taşımadığını söylemek mümkün müdür?

Çarpıklığın en önemli örneği, meydana gelen yeni bir durumdur. Şöyle ki:
Anayasa Mahkemesi, belediyelerin burs dağıtma faaliyetlerini iptâl etmiştir. Bu durum üzerine Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik; “Anayasa Mahkemesi’nin öğrencileri mağdur edeceğini düşünemiyorum. Bundan sonra belediyeler, burs paralarını bize gönderecekler. Tahsisleri ve dağıtımları Bakanlık olarak biz yapacağız.” Diye bir açıklama yapmıştır.
Bu açıklama dahî, Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun devre dışı bırakıldığının kanıtıdır. Hükümetler, herkesin hükümetleridir. Eğer Millî Eğitim Bakanlığı, bu kurumun görevini üstleniyorsa; bunun, siyasî amaç taşımadığını söylemek mümkün müdür?

Sayın Bakan;

Sis, yelpaze ile dağıtılamaz. Hak, yenir; ama, hazmedilemez. Bir yalan, ne kadar hızlı olursa olsun; hakikat yetişip, onu geçer. Bu gerçekler, tarihin hiçbir döneminde tekzip edilememiştir.

Bir ülke ve bir millet için en büyük tehlike; “İdare edenlerin ihtiras ve adâletsizlikleriyle, zenginlerinin hasislikleri ve merhametsizlikleridir.” Bu söz, bana ait değildir. Bu söz; Hz. Peygamberimizin, KIYAMETE kadar değerini ve hükmünü yitirmeyecek muhteşem bir sözüdür. İman iddiasında bulunanlar, bu sözün hakkını, yerine getirmek zorundadırlar.

Ülke meselelerini dikkatli ve yakından takip eden; rejime devlete sahiplilik bilgi ve şuuru taşıyan; vatandaşlık hak ve görevlerini, eksiksiz olarak yerine getirmeye çalışan bir vatandaş olarak ve de, demokratik haklarımı kullanarak duygu, düşünce ve görüşlerimi arz ettim.

Saygılarımla.

Ecz. Hüsnü Akıncı.

Hiç yorum yok: