28 Aralık 2008 Pazar

Devlette devamlılık esastır.

Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN
BAŞBAKAN ve AKP Genelbaşkanı
Ankara 28 Aralık 2008


Sayın BAŞBAKAN;

Ankara Altındağ’da, partinizin adaylarını açıkladığınız toplantıda yaptığınız konuşmanızı, büyük bir dikkatle dinledim. Aşağıda belirttiğim ifadeleriniz dikkat çekici ve düşündürücüdür:

“Altı yıl zarfında sâdece Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’ndan ihtiyaç sahiplerine, 5 katrilyon lira kaynak aktarıldı.
81 il merkezinde, kömürlerin fakirlere ulaştırılması için, 10 bin kişi istihdam ediliyor, 90 bin adet kamyona iş veriliyor.
Doğu illerimizde ithâl kömür fiyatları, normal artış göstermiştir. Biz, 550 liraya ve iki taksitle vermeye başladık.
Göreve geldiğimizde, 9 ilde doğalgaz dağıtılıyordu. Şimdi 6 yılda, 63 ilde doğalgaz var.
FARELERİN BİLE AÇ GEZDİĞİ BİR HAZİNEYİ DEVRALDIK.
IMF’ye borç 23 milyar dolardı. Şimdi, 8,5 milyar dolar. Bu borcu, biz ödedik.”

Bu sözleri de, iktidarınızı övmek ve başarılı göstermek için kullandınız. Eğer, bu saydıklarınızı, bir iktidar başarısı olarak kabul edersek; zihinlerimizde hâsıl olan aşağıdaki soruların da, cevaplandırılması gerekir:
1- 6 yıl zarfında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’ndan ihtiyaç sahiplerine aktardığınız 5 katrilyon lira, neredeyse, Türk-Telekom’un ilk etapta satılan yüzde 55 hissesinin satış bedeline eşittir.
Acaba, Türk-Telekom hisselerini, nihaî çözüm getirmeyen bir sosyal harcama için fedâ etmek, tutarlı bir icraat mıdır ve bu sosyal faaliyetler için daha tutarlı bir kaynak bulunamaz mıydı?
2- Kömür dağıtımı için istihdam edilen 10 bin kişi, daimi kadrolu mudur? Bu kişiler istihdam edilirken, hangi usul uygulanmıştır?
90 bin adet kamyona iş verilirken, hangi kriterler gözetilmiştir?
Doğu illerimizde dağıtılan ithâl kömürler nereden ve hangi şartlarda alınmıştır? Bu işler için ihale yapılmış mıdır? Ülkemiz, zengin kömür yataklarına sahiptir. Kömür ithâl edeceğinize, yerli üretimi niçin arttırmadınız?
3- Göreve geldiğinizde 9 ilde doğalgaz dağıtıldığı doğrudur. Unutulmamalıdır ki; İran ve Rusya doğalgazı sizden önceki iktidarlar tarafından getirilmiş ve depolama tesisleri kurulmuş ve de illere dağıtımı sağlayacak ana boru hatları döşenmişti.
Doğalgaz getirilmeseydi, boru hatları döşenmeseydi ve depolama tesisleri yapılmasaydı; doğalgaz dağıtımını 63 ile yaygınlaştırabilir miydiniz? Veya, sıfırdan başlasaydınız, 6 yıl zarfında kaç ile doğalgaz götürebilirdiniz?
4- “Farelerin bile aç gezdiği bir hazine devraldık” sözünüz doğru mudur? Bir konuşmanızda, “6 yıl zarfında 50 milyar dolarlık özelleştirme yaptık” sözünü söylemiştiniz. Özelleştirilerek satılan varlıklar, iktidarınızın meydana getirdiği varlıklar değildir. Bu varlık, size devredilen bir hazine değil midir?
5- İktidara geldiğiniz zaman IMF’ye 23 milyar dolar borcumuzun olduğu ve 15 milyar doların iktidarınızın zamanında ödendiği doğrudur. Ama; 6 yıl zarfında, iç ve dış borçlar, 500 milyar dolara yaklaşmıştır. İktidara geldiğiniz zaman bu borç, 220 milyar dolardı. Borçları, 6 yıl zarfında bir misli arttırırken, IMF’ye ödenen 15,5 milyar dolar, övünç vasıtası yapılabilir mi?

Sayın BAŞBAKAN;

Siyasetçi değilim. Bu ülkede yaşayan ve ülke sorunların dikkatle izleyen bir vatandaşım. Siyasî amaçlı övmeleri veya yermeleri, uygun bulmuyorum. Bir ülkenin geçmişini kötülemenin, hiç kimseye fayda getirmeyeceğinin de bilincindeyim.
Elbette övünmek ve iktidar dönemini başarılı göstermek, siyasetin tabiatında vardır. Ama; bu, hiç kimseyi incitmeden, rencide etmeden yapılmalıdır. Bu bakımdan; geçmiş iktidarları eleştirirken;

“Bizden evvelki iktidarlar da bu ülkeye hizmet etmişler, eserler vermişler ve varlık meydana getirmişlerdir. Ama, YEŞERTİLEN AĞAÇLAR, DAHA FAZLA MEYVE VERMELİYDİ. Biz; bu eksiği tamamlıyor ve eserlere eserler katıyoruz.” demeliydiniz. Ve hattâ, örnekler vererek, “ İskenderun Demir- çelik tesisi gibi bir tesisi, Atatürk Barajı gibi bir barajı ve Tüpraş gibi bir rafineri ve petrokimya tesisini, 6 yıl zarfında hizmete sokmayı başardık “ demeliydiniz. Zira; Türkiye’nin gerçek ihtiyacı bellidir ve bilinmektedir;

En büyük ihtiyacımız, SULH, SÜKUN, HUZUR VE GÜVEN ORTAMI İÇERSİNDE GEÇİREBİLECEĞİMİZ 15-20 YILLIK BİR ZAMAN DİLİMİDİR. Ne yazık ki; böyle bir zaman dilimini, Devlette devamlılığı gözetmeyen ve kısır çekişmeler yaratan siyaset ve devlet adamları yüzünden, hiçbir zaman yakalayamadık. Bu gerçeği göremeyenler, zirvedeki çekişme ve kavgaların, halka da yansıyacağı gerçeğini anlayamadılar. Menfaatler kesilince DOSTLUKLARIN, kuvvetli DÜŞMANLIĞA dönüşeceği gerçeğine göre hareket edemediler.

Parti toplantılarında alkışlayanlarınızın ve “Türkiye seninle gurur duyuyor” diyerek tezahüratta bulunanlarınızın çok olduğu günümüzde, doğruları söyleyebilme cesaretine sahip kişilerin bulunabileceğini hatırlatmak için, demokratik haklarımı kullanarak bu mektubumu yazmış bulunmaktayım.
Dikkate alacağınızı ummaktayım.

Saygılarımla.

Ecz. Hüsnü Akıncı

Hiç yorum yok: