7 Şubat 2009 Cumartesi

Adalet değil, zulüm var.

Rahmi TURAN
rturan@hurriyet.com.tr 1 Şubat 2009


Adalet değil, zulüm var!

ERGENEKON soruşturması ve Davos skandalı türündeki olaylar, aspirin gibi, ağrı kesiciler gibi, ülkemizin içinde bulunduğu diğer sancıları arka plana attı.Bir okur mektubu bana bunu anımsattı.

Kadim okurlarımdan Eczacı Hüsnü Akıncı, yıllardır, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve köşe yazarları dahil herkese mektuplar yazar, haksızlıkları, çarpıklıkları eleştirir, çözüm yollarını gösterir. (husnuakinci@gmail.com)...İşte onun, ülkemizin üzücü halini hatırlatan mektubu:

"Mantar gibi türeyen yeni iktidar zenginlerini kimler, nasıl yaratıyor?Bu zenginleri, kurulu ve denetleyemeyen sistem yaratıyor. Çünkü bu sistemde her türlü kanunsuzluk, meşru nizam haline getirilmiştir. Yürürlüğe konulan kanunlar, beraberinde adaleti sağlamamaktadır.Fikren geçmişe bir seyahate çıkarak Türkiye'nin son 28 yılını irdeleyecek olursak, bugün şahit olduğumuz yolsuzlukların, hırsızlıkların, usulsüzlüklerin ve yağmaların izlerine, geçmişte de rastlayabiliriz.Yürürlükteki demokrasi modelimiz, halkı depolitize etmiştir. Bu ortamda da şişirilmiş şöhretler, ülkenin kaderine hükmeder hale gelmiştir. Halk gerçekleri bilmediği için de, parlatılan şişirilmiş şöhretleri, avuçları patlayıncaya kadar alkışlamıştır.

Bu kurulu sistem, baştakilerin yolsuzluklarına hesap sormadığı için, hırsızlar, yalancılar ve ahlaksızlar, istedikleri gibi at oynatmışlar ve edindikleri servetler sebebiyle muteber adam olarak saygı görmüşlerdir.

Şayet bu sistem değişmez ve baştakilerin yolsuzluklarının hesabı sorulmazsa, bu soygunlar ve keyfilikler, sonsuza kadar devam edecektir.İktidar sahipleri ve yakınları, halkın gözü önünde birdenbire zenginleşmektedirler.

28-30 yaşındaki genç insanlar, gemilerin, villaların, fabrikaların sahibi olabilmektedir. On-on beş yıl evvel önemli bir varlığı olmayan siyasetçiler, yakınları ve yandaşları, birdenbire trilyonların sahibi oluveriyorlar.

Hiç kimse de 'Bunların parasını nereden buldun?' diye sormuyor veya soramıyor.

Acaba sorulması, bu sistemde hukuken mümkün müdür?

Hayır!

Bugünkü sistemde mümkün değildir. Çünkü bunun kılıfı, ustaca ve herkesi uyutacak şekilde hazırlanmıştır.

Nasıl mı?

İşte şöyle:

* * *Daha önce Vergi Usul Kanunu'nun 30/7. maddesi vardı. Bu maddeye göre kişiler, harcamalarının, satın aldıkları malların ve birikimlerinin kaynağını belgelemek zorundaydı. Gelir Vergisi Kanunu'nun 82/2. maddesine göre de, vergiye tabi gelirle ilişkilendirilemeyen ve harcandığı ya da tasarruf edildiği tespit edilen mal ve haklar, safi irat kabul ediliyordu. Yani kişilerden hesap sorulabiliyordu.

Şimdi dikkat ediniz:

Bu iki yasa maddesi, 3 Kasım 2002 seçimlerinden 66 gün sonra, 9 Ocak 2003 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 4783 sayılı yasa ile yürürlükten kaldırılmıştır. AKP iktidarı döneminde kabul edilen 4783 sayılı kanunun 7. ve 9. maddelerine göre hiç kimseye 'Sen bu paraları nereden buldun? Bu serveti nasıl edindin?' diye, hukuken sorulamaz.

* * *Merak ediyorum:

Bu şartlarda hesap sormak, yolsuzlukları, usulsüzlükleri, hırsızlıkları önlemek ve temiz bir sistem kurmak mümkün müdür? Acaba kaç kişi bu gerçeğin farkındadır?Adaletin zıddı zulümdür. Adaletsizliğin kol gezdiği ve zulmün yaygınlaştığı bir ülkenin dirlik ve düzenliğe kavuştuğunu, yüceldiğini, milletin sulh, sükûn, huzur ve güvene kavuştuğunu gördünüz mü veya tarih kitaplarından okudunuz mu?"

Hiç yorum yok: