1 Şubat 2009 Pazar

Şişirilmiş Şöhretler.

Sayın Mehmet Tezkan
Sabah Gazetesi Yazarı
İstanbul 16 Haziran 2002



15 Haziran 2002 tarihli ve “Halk, Kemal Derviş’i neden seviyor?” başlığını taşıyan yazınızı okudum.

“Bir süredir kafamı kurcalayan bir soru var.

Halk Derviş’i niye seviyor?..

Kemal Derviş politikacı değil. Attığı temel, yaptığı baraj, kurdelasını kestiği fabrika bile yok..
Yani, “Bu da benim eserim” dediği bir icraatı yok...

Peki o zaman halk neden seviyor?..” diyorsunuz ve şaşırmış görünüyorsunuz..

Sayın Tezkan;

Yaptığınız propagandayı anlarım. Ama, şaşırmış görünmenize aldanmam. Sebebine gelince:
Temel atan, baraj yapan, fabrika kurdelası kesen ve eserler veren kişiler, bu ülkede hep kötülenmişlerdir. Şişirilmiş şöhretler ise; ülkeye, zarar da verseler, hep övülmüşlerdir. Üstelik; halkın neyi sevip sevmeyeceği gayet iyi bilinirken; medya tarafından şişirilen şöhretlerle, daima halkın zihni karıştırılmıştır. Ekonomi, iktisat, tarih ve coğrafya bilgisinden yoksun kalemşorler, geçim gailesi altında ezilen halkı, daima yanıltmışlardır.

Bu örneklerden bir tanesi de, yere göğe sığdıramadığınız Kemal Derviş’tir.

Kurtarıcı olarak ilan edilen Kemal Derviş, 15 ay evvel göreve başladı. Bu müddet zarfında;
1 milyon 200 bin kişi, işini kaybetti.

15 bin fabrika, 400 bin küçük işyeri kapandı.

Yatırımlar durdu.

8-10 bankanın mutlak egemenliğini sağlamak için 22 banka kapatıldı.

İç borçlar, 39 katrilyon liradan, 126 katrilyon liraya yükseldi.

IMF’den temin edilen 33 milyar dolar buharlaştı.

Kur- Faiz makasında yaşatılan müthiş oyunla, FON bankaları ile Kamu Bankalarına aktarılan
60 katrilyon liralık Hazine Bonosu, kuş olup uçtu.

Halk, akıl almaz biçimde fakirleşti.

Yabancı finans kuruluşlarının alacakları, Hazine garantisi altına alındı.

Bu tabloya rağmen, “Halk, Kemal Derviş’i seviyor.” diyenler varsa; hiç şüphesiz, Kemal Derviş’in propagandistleridir. Ki; bu sayede, Kemal Derviş’i, siyasete hazırlamaktadırlar.

Zaten Kemal Derviş de, bu sevdaya kapılmış ve “Seçim tarihi belirlensin ki; herkes önünü görsün, belirsizlik, “ne olacak?” telaşı ortadan kalksın” demektedir. Medya desteği elindeyken, fırsatı kaçırmak istememektedir.

Bu da, gayet normaldir. Zira; çarpık sistemden yararlananlar, Kemal Derviş’i, alabildiğine parlatacaklardır.

Halk mı?

O da, ne demektir?

Türkiye’yi esir alan 8-10 banka ile 10-15 holding varken; halkın bir anlamı olur mu?
Şimdi siz, istediğiniz kadar “Kemal Derviş, Amerika’nın ve IMF’nin adamı değildir.” deyiniz; gerçekleri örtemezsiniz. Zira;

Balkanlarda, Kafkaslarda, Orta Asya ve Ortadoğu’da büyük hesapları olan Amerika, bu coğrafyada, kendi kendine yeterli, başkalarına muhtaç olmaktan kurtulmuş ve dünya üzerinde kurulan her masaya eşit ağırlıkta oturmasını başaran huzurlu, mutlu, hedef kovalayan ve her hedefi gerçekleştirdikten sonra yeni hedeflere yönelmesini başaran bir büyük Türkiye istemez.

Ya ne ister?

Amerika’nın istediği bellidir:

Kendi kendine yetersiz, daima başkalarına muhtaç, “Otur” denilen yerde oturan, “Kalk” denen yerde kalkan; huzursuz, mutsuz, iç gailelerle boğuşan ve gerçek hedeflerinden uzaklaşan güçsüz bir Türkiye!..

Amerika’nın bu hedefini bilmeyenler, bildikleri halde söylemeyenler veya anlayamayanlar veya Türkiye’nin gerçek gücünü göremeyenler, IMF’den 33 milyar dolar temin edildi diye, Kemal Derviş’i, hak etmediği biçimde göklere çıkararak, parlatırlar.

Daima da, böyle olmuştur.

Sayın Tezkan;

Tarihin ibret dolu sayfalarında, tekzip edilemeyen gerçek şudur:

Övülmesi gerekenleri yermek, yerilmesi gerekenleri övmek, bir milletin yıkım sebebidir.

Şişirilmiş şöhret Kemal Derviş’i göklere çıkaracağınıza, Büyük Atatürk’ün şu ünlü sözlerini, tekrar, tekrar okuyunuz:

“Çalışmadan, üretmeden, öğrenmeden, kolay yaşamayı alışkanlık haline getiren milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklallerini kaybetmeye mahkûm olurlar.”

Saygılarımla.

Hüsnü Akıncı



Not:

Unutulmamalıdır:

Yardım almaya alışanlar, zamanla, buyruk almaya da alışırlar.

Hiç yorum yok: