26 Haziran 2009 Cuma

Hedef nedir?

Sayın Mehmet ALTAN
Star Gazetesi Yazarı
İstanbul 26 Haziran 2009



Sayın ALTAN;


Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un basın toplantısından sonra davet edildiğiniz televizyonlarda yine esip, gürlediniz.

Üslûbunuza, düşünce, fikir ve görüşlerinize alışık olduğumuz için, hiddetinizin ve feveranınızın sebebini sormaya lüzum görmüyorum. Ancak, şu gerçeği de belirtmeden geçemeyeceğim:

Evet; Genelkurmay Başkanı başbuğ’un, “ASİMETRİK PSİKOLOJİK SAVAŞ VARDIR.” sözü doğrudur ve olması da doğaldır. Zira; bu, bulunduğumuz coğrafyanın özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Bu bölgede hedef kovalayanlar, hiçbir zaman kendi kendine yeterli ve başkalarına muhtaç olmaktan kurtulmuş, iç ve dış gailelerden arınmış, hedef kovalayan ve her hedefi gerçekleştirdikten sonra yeni hedeflere yönelen huzurlu, mutlu ve refah içersinde yüzen güçlü bir BÜYÜK TÜRKİYE istemezler.

Onların istedikleri; kendi kendine yetersiz ve dâimâ başkalarına muhtaç, “OTUR!” denilen yerde oturan ve “KALK” denilen yerde kalkan, iç ve dış gailelerle boğuşan huzursuz, mutsuz bir ZAYIF TÜRKİYE’dir.

Başkalarının yaptıkları bizi incitmez. Ama, başkalarının dümen suyuna girerek, asimetrik psikolojik savaşa iştirak eden bizim insanlarımızın faaliyetleri, bizi incitir.

Biliyorum: Demokrasi ve AB standartları teranesiyle, bu yazdıklarıma itiraz edeceksiniz. Bu da, fikriyatınızın ve üstlendiğiniz misyonunuzun gereğidir. Çünkü; ailece Türk Silâhlı Kuvvetleri, hedefiniz olmuştur. Bugün 60’lı yıllardan ve babanızdan bahsettiğiniz için, hatırladığım bir olayı nakletmek istiyorum:

Babanız Çetin Altan, 60’lı ve 70’li yılların hızlı solcularındandı ve her zaman olduğu gibi askerlere ve günün iktidarına karşı yazılar yazıyordu. Bir gün, günün Genelkurmay Başkanı Orgeneral Cemâl Tural, bastonunu babanızın göbeğine doğru uzatarak babanıza, “Söyle bakalım, İslâm’ın şartı kaçtır?” diye sorunca, babanız, “Beştir Paşam.” Cevabını verdi. Bunun üzerine Tural, “Bilemedin. İslâm’ın şartı 6’dır. Altıncısı da, haddini bilmeyene haddini bildirmektir.” sözlerini söylemişti.

Belli ki; siz de babanızın etkisinde kalarak, aynı yoldan yürümektesiniz. Şimdi, esas konumuza gelelim:

Ülkemizde asimetrik psikolojik savaş vardır ve olanca şiddetiyle devam etmektedir. Bunun delili de, FETHULLAH GÜLEN CEMAATİ adı verilen oluşuma bağlı yazılı ve görsel medyanın ve iktidar yanlısı etiketi taşıyan yazılı ve görsel medyanın, Türk Silâhlı Kuvvetleri’ni hedef alan tahrik edici ve yıpratıcı yayınlarıdır. Bu tarz yayınlar, AKP iktidarı ile birlikte hız kazanmış ve bugün zirveye ulaşmıştır. Yalan, iftira ve maksadı bilinmeyen isnatlarla dolu bu yayınlar, halkın efkârını karıştırmakta ve toplumu fırkalara ayırmaktadır. Demokrasi havarisi kesilen ve AB hayranı gözüken sizler de, bu faaliyetlere iştirak etmektesiniz.

Hedefi, niyeti, misyonu, teşkilât yapısı ve üst seviye yöneticileri kamuoyunca iyi bilinmeyen ve siyasî ve ticari faaliyetleri denetlenemeyen ve de “ FETHULLAH GÜLEN CEMAATİ” adı verilen oluşum, alabildiğine ASİMETRİK PSİKOLOJİK SAVAŞI sürdürmektedir.

Gazetesi, radyosu, televizyonu olmayan Türk Silâhlı Kuvvetleri, elbette ki, bu saldırılar karşısında kendisini savunacak ve gerektiğinde görüş ve düşüncelerini kamuoyuna duyuracaktır. Askerlerin tavrı bellidir: Türkiye’yi karıştırarak bir darbe ortamı yaratmak isteyenlerin tuzağına düşmemek için olanca gayretleriyle, iyi işlemese de DEMOKRATİK REJİME sahip çıkacaklardır. Belki de askerlerin bu tavrı, “Niçin darbe yapmıyorlar?” diye, asimetrik psikolojik savaş verenlerin sinirlerini bozmaktadır ve çılgınlıklarını arttırmaktadır.

Şimdi, sorularımı soruyorum:

1-Fethullah Gülen Cemaati’ni, demokrasinin neresine oturtuyorsunuz?

2-AB hayaliyle insanlarımızı uyutmaya çalıştığınıza göre; milletvekili dokunulmazlıklarını, yolsuzlukları, AB kriterlerinin neresine koyuyorsunuz?

3-Halkı sistemin dışına iterek, siyasî parti liderlerini seçilmiş diktatör konumuna getiren bir rejimi, gerçek bir demokrasiyle nasıl bağdaştırıyorsunuz?

4-İşlemeyen KUVVETLER AYRILIĞI İLKESİNİ, hangi mantık ölçüleri içersinde görmezden geliyorsunuz?

5-Gerçek bir demokrasi arayışı içersinde olamayacağınıza göre, aradığınız nedir?

6-Ta Amerika’dan istediği FETFAYI veren Fethullah Gülen’i hiç konu etmezken, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un açıklamaları, niçin sinirinizi bozuyor?

7-Gayet samimi olarak soruyorum: Sizin, bizlerin bilmediği dış bağlantılı bir misyonunuz var mıdır?

8-Bu milletin sulh, sükûn, huzur ve güvene ihtiyacı vardır. Olmayan bir DARBE çığırtkanlığı yaparak, böyle bir ortamın sağlanmasını, niçin engelliyorsunuz?

9-En önemlisi: Bu ülkenin en akıllı, en tutarlı ve en demokratik insanı siz misiniz? Başkalarının doğruları ve söz hakları yok mudur?

Cevap verirseniz makbule geçer ve memnun olurum.

Saygılarımla.

Ecz. Hüsnü Akıncı.

Hiç yorum yok: