5 Şubat 2010 Cuma

Devlet, kurallarına göre yönetilmelidir.

Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan ve AKP Genel Başkanı
Ankara 5 Şubat 2010


Sayın BAŞBAKAN;


Hemen, hemen her konuşmanızda, “Yaratılmışı severiz, yaratandan ötürü” sözlerini söyleyerek, hitap ettiğiniz kitlelerin his ve heyecanını canlı tutmaya çalışmaktasınız. Bu, siyasetin icabı olarak doğal hakkınızdır. Ancak; ölçü kaçarsa, YARATANIN, YARATILANA hesap soracağını unutturmuş olursunuz. Şöyle ki;


Allah, kullarına ömür, hayat, sayılı nefes, irade ve hürriyet sıfatları başta olmak üzere makam, mevki, servet, kuvvet, para v.s gibi varlıkları kapsayan sayısız nimetler vermiştir. Bunun karşılığında da kullarına, verdiği nimetlerin şükrünü eda etmelerini (yerinde kullanılmasını) emretmiştir. Bunu da sözle değil, hakkını vererek yerine getirilmesini istemiştir. Bunun, yollarını da, Kur’an’da beyan etmiştir. Birkaç örnek:


Makamın şükrü, ADÂLETTİR.
Güzelliğin şükrü, İFFET ve NAMUSTUR.
Kuvvetin şükrü, ZALİMDEN MAZLUMA İNEN YUMRUĞA SİPER OLMAKTIR.
İrade ve Hürriyet sıfatlarının şükrü, KULA, KULLUK ETMEMEKTİR.
Servetin, paranın şükrü, ÜLKENİN, MİLLETİN ve HATTA BÜTÜN İNSANLIK ÂLEMİNİN HAYRI İÇİN KULLANMAKTIR.
Hayatın şükrü, İLERDE HESABI SORULMAK ÜZERE ALLAH TARAFINDAN VERİLEN ÖDÜNÇ BİR SERMAYE OLDUĞUNU KABULLENMEK ve İCABINI YERİNE GETİRMEKTİR.


Bu Mektubumu yazış sebebim de, şudur:


Bugün partinizin Kadın Kolları Toplantısında yaptığınız konuşmanızı, televizyonlardan dinledim. Bu konuşmanızda yine, iktidar döneminizi överek, Türkiye’yi 2002 yılından başlattınız ve muhalefeti de, sert bir üslûpla eleştirdiniz. Merak ettiğim husus da, şudur:


Yunus Emre, “Yaratılmışı severiz, yaratandan ötürü” sözünü, gönülleri birleştirmek için söylemiştir. Zîra; gönül ayrılıkları ve insanların bir birlerine düşmeleri sebebiyle, Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılacağını görmüştür. Öyle de olmuştur. Tarihen sabittir ki: Yıkılan Anadolu Selçuklu Devleti’nin enkazı üzerinden; Yunus Emre’nin, Hacı Bektaş Veli’nin, Mevlâna Celâleddin Rumî’nin, sevgiye dayalı birleştirici telkinleri doğrultusunda, Osmanlı Devleti doğmuştur.


Şimdi siz; bir taraftan Yunus Ermenin sözünü ölçü alırken, diğer taraftan muhalefet partilerini ağır bir üslûpla eleştirirken, gönüllerin kırılacağını, insanların bir birleriyle zıtlaşacaklarını, hiç hesaba katmıyor musunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmesi gereken konuları, niçin meydanlara taşıma gayretine girmektesiniz? Hür bir zeminde ve açık bir şekilde yapılmayan tartışmalarda, iyi bilgilendirilmeyen halk, kimin doğru söylediğine, nasıl karar verecektir? Unutulmamalıdır: Kamuoyu yoklamaları, CHP ve MHP’nin oy toplamlarının yüzde 47 seviyesine ulaştığını göstermektedir. Basit bir örnek;


Merkez Bankası döviz rezervini, iktidarınız döneminde 30 milyar dolardan, 70 milyar dolara çıkardığınızı ifade ettiniz. Bu durum karşısında “Özelleştirmelerden elde ettiğiniz 50 milyar doları (Bizzat sizin beyanınız) nereye koydunuz?” sorusu sorulsa; acaba, cevabınız ne olur?


Sayın BAŞBAKAN;


Kim ne derse desin ve kim, nasıl yorumlarsa yorumlasın; geniş halk kitleleri zordadır, sıkıntıdadır ve borç içinde yüzmektedir. Çalışanların, emeklilerin, dul ve yetimlerin aldıkları ücretler bellidir ve bu ücretlerle geçinmeleri mümkün değildir. Tarım kesimi, iyice çökmüştür; esnaf, sanatkâr ve küçük ticaret erbabı ve sanayici, gayet zordadır. İcra dairelerindeki dosya sayısı dehşet verici seviyelere ulaşmıştır. Evlerdeki buzdolapları, çamaşır makineleri, televizyonlar ve bilgisayarlar haciz altındadır ve satışa sunulmak üzere götürülmektedir. Sokaklar, genç işsizlerle doludur. Buna mukabil; halkın ancak yüzde 10’luk bir bölümü rahattır ve her şart altında rahat tüketim imkânına sahiptir. İktidarınız da dâhil, uzun yıllardan beri DEVLET, bir TİCARETHANE gibi yönetildiği için, SOSYAL DEVLET İLKESİ terk edilmiştir. Özelleştirmeler, usulüne ve amacına uygun bir şekilde yapılmadığı için; önemli iktisadî değerlerimiz, ya yabancıların eline geçmiş veya tasfiye edilmiştir. Bunun ağır bedelini, yalnız bugün yaşayan nesil değil, gelecek nesiller de ödeyecektir. Açık ifadeyle; VAHŞİ KAPİTALİZM, milleti ezmiş, geçmiştir. Yüksek oranlı dolaylı vergiler, kimsede takat bırakmamıştır.


Parti toplantılarında alkışlayanlarınızın çok olduğu bir dönemde; çekinmeden doğruları söyleyebilecek kişilerin olduğunu belirtmek için, demokratik haklarımı kullanarak duygu, düşünce ve görüşlerimi arz etmeyi uygun buldum.


Saygılarımla.


Ecz. Hüsnü Akıncı

Hiç yorum yok: