3 Ocak 2010 Pazar

Hayalet Avcıları.

Sayın Derya SAZAK
Politik Açılım Programı
TRT-1 Televizyonu
İstanbul 3 Aralık 2010

Sayın Derya Sazak ve
Sayın konuklar;

Avrupa Birliği konusunu, hangi öze, hangi amaca ve hangi varsayımlara göre tartışıyorsunuz?

Sizler, Türkiye’nin AB’ye alınmayacağını, artık göremediniz mi?

Avrupa Birliği, Avrupa’nın tutum ve davranışları sebebiyle zaten bir hayâldir. İşin siyasî, iktisadî, askerî ve dinî boyutu vardır. Kendi aralarında bir “Medeniyet projesi” olarak kabullendikleri bu oluşumu, başkaları için ideolojik olarak kabullenmektedirler. İşi, sâdece iktisadî yönünden irdeleyecek olursak dahî; Avrupa Birliği’ne kabul edilmeyeceğimiz kesindir. Zîra; Türkiye, başta nüfusu olmak üzere her bakımdan genç, zinde, dinamik ve büyük bir ülkedir. Türkiye, AB’ye üye kabul edildiği takdirde; kısa bir zaman zarfında, Avrupa’nın lideri konumuna yükselecektir. “Rakibine, hiç kimse gül vermek istemez” gerçeğine göre hareket eden Avrupa, kendisini ateşe atmayacak derecede tedbirlidir. Oyalama siyasetiyle, Türkiye’yi, iktisaden kendine bağımlı hale getirebilme politikasını uygulamaktadır.

Dikkat ediniz:

Başta bankalarımız olmak üzere önemli iktisadî değerlerimiz, önemli altyapı tesislerimiz, perakende ticaretimiz başta olmak üzere, bütün ticarî faaliyetlerimiz yabacıların eline geçmiştir. Tabir caizse Türkiye, bir müstemleke ülkesi ve Türk milleti de, bir müstemleke halkı haline getirilmiştir.

Ne yazık ki; hiçbir zaman kabul edilmeyeceğimiz bilindiği halde; AB sevdalılarımız, ya bilerek, ya ihanet ederek veya gaflete düşerek, halkı oyalama yolunu seçmişlerdir.

Sayın Fuat Keyman’a da bir sözüm olacaktır:

Sayın Keyman konuşmasının bir bölümünde, “Devletle PKK’nın kavgası” ifadesini kullanmıştır.

Bu ifadesinden dolayı kendisini, şiddetle kınıyorum. Eğer, bölgemizde hedef kovalayan dış ülkelerin yarattığı, desteklediği, donattığı, yönlendirdiği PKK terörünü, bir isyan kabul etmiyor ve bir hak arayışı olarak kabulleniyorsa; çok yazıktır ve gerçekleri bilen, gören ve izleyen insanlarımıza yapılmış çok büyük bir hakarettir. Bu davranışı, en azından gaflet olarak kabullenilir.


Talebim de şudur:

Ya olduğunuz gibi görününüz veya göründüğünüz gibi olunuz. Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı sorunları, Avrupa’nın gözü ile değil de, Türkiye’nin maruz kaldığı veya kalacağı husumetlerin doğrultusunda değerlendirmeniz şarttır.

Saygılarımla.

Ecz: Hüsnü Akıncı

Hiç yorum yok: