8 Temmuz 2009 Çarşamba

Kanun Devleti ve Hukuk Devleti

Sayın Abdullah GÜL
Cumhurbaşkanı
Ankara 8 Temmuz 2009



Sayın CUMHURBAŞKANI;


Günlerden beri kamuoyunu meşgûl eden ve büyük tartışmalara sebep olan 5918 Sayılı “TÜRK CEZA KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR” Kanunu onayladığınızı, haber bültenlerinden öğrendim.

Çankaya Köşkü'nde yapılan yazılı açıklama şöyledir:

"5918 sayılı “Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından, Anayasanın 89 ve 104 üncü maddeleri uyarınca yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderilmiştir. Ayrıca Başbakanlığa gönderilen bir yazı ile “Anılan Kanun ile, yapılan diğer düzenlemelerin yanında, asker olmayan kişilerin barış zamanında askerî mahkemelerde yargılanmalarına son verilmiş; ayrıca, asker kişilerin barış zamanında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 250 nci maddesi uyarınca görev yapan ağır ceza mahkemelerinin yargı yetkisine giren bir suçu işlemeleri durumunda, bu mahkemeler tarafından yargılanmaları öngörülmüştür. 2008 yılında Avrupa Birliği Komisyonu tarafından yayımlanan Katılım Ortaklığı Belgesinde yer verilen ve kısa vadeli öncelikler arasında bulunması sebebiyle, 2009 yılı sonuna kadar gerçekleştirilmesinde yarar görülen “Askerî mahkemelerin yetkisinin askerî personelin askerlikle ilgili görevlerine hasredilmesi” maddesi gereğince bu düzenlemenin yapıldığı anlaşılmaktadır. Yapılan düzenlemenin, 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununun “Genel görev” başlıklı 9 uncu maddesindeki, askerî mahkemelerin “kanunlarda aksi yazılı olmadıkça” maddede belirtilen suçlara ait davalara bakmakla görevli olduklarına ilişkin hükümle de uyumlu olduğu görülmektedir. Bununla birlikte, bu düzenlemenin uygulanmasında askerlik hizmeti bakımından disipline ve hukukî güvencelere ilişkin olarak ortaya çıkması muhtemel tereddütleri giderecek yasal düzenlemelerin de yapılmasında fayda görülmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız, belirtilen hususlarda gerekli yasal düzenlemenin ivedilikle yapılmasının uygun olacağını belirtmişlerdir” denilerek, yeni yasal düzenleme ihtiyacına işaret edilmiştir. "

Bu açıklamada, “Sayın Cumhurbaşkanımız, belirtilen hususlarda gerekli yasal düzenlemenin ivedilikle yapılmasının uygun olacağını belirtmişlerdir.” ifadesi, dikkat çekici ve merak uyandırıcıdır. Şöyle ki:

Tavsiyeniz, kanundaki boşluğu doldurmaya yeterli olur mu?

Tavsiyenize uyulmazsa, nasıl bir uygulama yapılacaktır?

Gerekli yasal düzenlenme ivedilikle yapılmazsa veya hiç yapılmazsa, ne olacaktır?

Bu durumda; bu düzenlemenin uygulanmasında askerlik hizmetleri bakımından disipline ve hukukî güvencelere ilişkin olarak muhtemelen ortaya çıkacak tereddütler, nasıl giderilecektir?

En önemlisi; doğru veya yanlış ihbarlar neticesinde Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları, Üst düzey subaylar, yaka-paça tutuklanacaklar mıdır?

Sayın CUMHURBAŞKANI;

Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, TMSF ve BDDK Başkanları, Müsteşar, Vali, Mit Müsteşarı, Rektör-Dekan, Anayasa Mahkemesi Başkan ve Üyeleri, Yargıtay Başkanı ve Üyeleri, Hâkim ve Savcılar, Kaymakam, Belediye Başkanları, Memur ve Polis ve Muhtarlar için soruşturma ve yargılama usulleri, bir esasa bağlanmıştır. Meselâ memur ve polislerin görev suçlarıyla yargılanması Vali ve Kaymakam iznine tâbidir. Belediye Başkanlarının yargılanması, İçişleri Bakanlığı’nın iznine tâbidir. Bir örnek de benden:

Günün adâlet Bakanı Cemil Çiçek, “Bu ülkenin namuslu işadamlarına ihtiyacı vardır.” dediği günlerde gazetelerde bir bakanlığa ait yolsuzluk haberleri yayımlanmıştı. Gazete haberini ek yaparak, ilgili üst seviye bürokrat için Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştum. Bir müddet sonra verilen cevapta, “ilgili bakanın soruşturma izni vermediği için soruşturma yapılamamıştır.” denmiştir.

5918 Sayılı Kanunu imzalarken yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğunu belirttiğiniz için duygu, düşünce ve görüşlerimi arz etmeyi, bir vatandaşlık görevi addettim. Zira; HAYRIN ve ŞERRİN miktarı önemli değildir, vasfı çok önemlidir. KANUN DEVLETİ ile HUKUK DEVLETİ arasında, dağlar kadar fark vardır. Beraberinde adâleti getirmeyen kanunlar, kutuplaşmalara ve huzursuzluklara sebep olur. Üstelik; beraberinde adâleti getirmeyen kanunlar, DEVLETE ve REJİME sahiplilik BİLGİ ve ŞUURUNU zaafa uğratır ve insanları küstürür.

Saygılarımla.

Ecz. Hüsnü Akıncı.

Hiç yorum yok: