18 Ekim 2009 Pazar

Ölçü kaçırılmamalıdır.

Sayın Bülent ARINÇ



Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı


Ankara 18 Ekim 2009


Sayın BAKAN;


Manisa’da düzenlenen “Zeytin Festivalinde” söylediğiniz şu sözleriniz, düşündürücü ve çok şaşırtıcıdır:


“Fatih Sultan Mehmet de İstanbul’a giderken, ona ‘Geri dön, senden önce şu kadar kişi bu surlarda can verdi, şu kadar kişi burayı fethetmek isterken başarısız oldu’ dediler. Ama Fatih onlara, ‘Bizim yapacaklarımızı kimse hayal edemez’ demişti. İşte biz de bu düsturla hareket ediyoruz. Bu yolları da gereken hizmetleri de yapacağız. Canla başla çalışarak gereken her şeyi yapacağız.”


Siyaseti tabiatında övünmek, partililerin his ve heyecanlarını canlı tutmak vardır. Bu, yadırganmaz. Ama; gerçeklerle bağdaşmayan aşırı övünmeler bazen ters teper ve hattâ, gerçekleri bilen vatandaşlarımızı üzer. Bu ölçüye göre sözleriniz, üzücü niteliktedir. Zîra;


Türkiye, 2002 yılında başlamamıştır ve 2002 yılından önce ülkeyi idare eden siyasî iktidarlar, reddedilemeyecek ve küçümsenemeyecek değerde önemli hizmetler yapmışlar ve iktidarınıza, önemli varlıklar devretmişlerdir. Otomobil fabrikaları, otoyollar, barajlar, elektrik santralleri, rafineriler ve petrokimya tesisleri, demir-çelik fabrikaları, köprüler, telekomünikasyon tesisleri, elektrik dağıtım ve iletişim şebekeleri, hava alanları, limanlar, şeker ve çimento fabrikaları, sanayi tesisleri, hastaneler başta olmak üzere sayılamayacak derecede çok olan varlıkları hazır buldunuz. Hattâ, devraldığınız bu varlıkların bazılarını, ağırlıklı olarak babalar gibi yabancılara satarak, 50 milyar dolar tutarında bir gelir de elde ettiniz.


Buna rağmen 7 yıllık iktidarınız döneminde; ranta dönük gökdelenler, küçük esnafı bitiren lüks alışveriş merkezleri ve her fırsatta övündüğünüz duble yolların dışında, önemli bir esere imza atamadınız. İskenderun demir-çelik, Erdemir, Tüpraş gibi bir tesis kuramadınız. Bir Atatürk Barajı inşa edemediniz. Dicle ve Fırat nehirleri üzerinde kurulan 16 barajın yanına, 17.cisi olan ve temelini 2003 yılında attığınız ILISU BARAJI’nın inşaatına dahî başlayamadınız. Sormak hakkımdır:


Bu durum, “Bizim yapacaklarımızı kimse hayâl edemez.” sözünüzü tekzip etmeye yeterli olmaz mı?


Geçmişi inkâr etmek, geleceği kaybetmek ve halkı gücendirmek anlamına gelmez mi?


Devlette devamlılık esastır. Geçmiş iktidarların hizmetlerini onaylamanın zararı ve aşırı övünmenin faydası nedir?


Sayın BAKAN;


Bu mektubumu eleştirmek maksadıyla yazmadım, siyaset üslûbunuzun sertliğini ve tutarsızlığını belirtmek için yazdım. Türkiye’nin; sulh, sükûn, huzur ve güven ortamına her zamandan çok ihtiyacı olduğu bir dönemde; gönül kırıcı, itici, halkı siyaseten kamplara ayırıcı konuşmalar yapmanızı doğru bulmak ve onaylamak mümkün değildir. “Hakikatin hatırı, dostun hatırından üstündür” gerçeğine istinaden doğru olanları hatırlatmak istedim.


Dindar ve dindarlığınız ile övünen bir kişi olmanız hasebiyle;


- İlkesiz siyasetin,


- Emeksiz zenginliğin,


- Vicdansız hazzın,


- Niteliksiz bilginin,


- Ahlâksız ticaretin


- İnsaniyetsiz bilimin,


- Özverisiz ibadetin,


Ölümcül günahlardan olduğunu, herkesten fazla bilmeniz gerekir. Bu günahlardan herhangi birini işleyenler, milletlerin, ülkelerin dirlik ve düzenliklerini bozar ve tefrikalara sebep olur. Tarihin, hiçbir döneminde tekzip edilemeyen gerçeği bellidir ve bilinmektedir:


Tefrikalar, ihtilâflar, kavgalar içinde çalkalanan, fertleri birbiriyle boğuşan milletler, harice karşı mevcudiyetlerini muhafaza edemezler.


Bu sebeple; önemli mevkilerde bulunan devlet ve siyaset adamları, gönülleri birleştirici, insanların şevk ve heyecanlarını arttırıcı söz söylemek ve davranışlarda bulunmak zorundadırlar. Zîra; bir ülkenin sağlam temeli;


- Âlimlerin ilmine,


- Büyüklerin adâletine,


- İyilerin ibadetine,


- Kahramanların kahramanlıklarına dayanır.


Bu ölçüler dikkate alınmadığı takdirde; “İyi adamın, kötü adama muhtaç olması” gibi büyük bir felâket, devletin ve milletin içini kurt gibi kemirir.


Demokratik haklarımı kullanarak duygu, düşünce ve görüşlerimi arz ettim.


Saygılarımla.


Ecz. Hüsnü Akıncı

1 yorum:

FAZLI KÖKSAL dedi ki...

Hüsnü Bey;
Yazınız çok güzel olmuş...
Hele hele;
"İlkesiz siyasetin,
Emeksiz zenginliğin,
Vicdansız hazzın,
Niteliksiz bilginin,
Ahlâksız ticaretin
İnsaniyetsiz bilimin,
Özverisiz ibadetin,
Ölümcül günahlardan olduğunu, herkesten fazla bilmeniz gerekir." cümlesi, kaba tabirle "cuk oturmuş."
Kaleminize sağlık,