7 Mart 2009 Cumartesi

Kurumların önemi ve iktidarlar

Sayın Mehmet Ali Birand
Posta Gazetesi Yazarı 7 Mart 2009

Sayın Birand;

Günün gelişmelerine uyduğu için 14 Şubat 2009 tarihli ve “Sıra Türk Silâhlı Kuvvetlerinde” başlığını taşıyan yazınızı konu etmek istiyorum.

Söz konusu yazınızın bir bölümünde şu ifadeleri kullanmışsınız:

“Türk Silâhlı Kuvvetleri uzun süredir sıkıntı içinde. Özellikle Ergenekon davası çerçevesinde, geçmişteki bazı uygulamalardan-darbe tecrübeleri hatırlatılarak- sürekli eleştiriliyor. Bu durum da, TSK’nın moralini bozuyor. “Askeri yıpratma kampanyası” gibi algılanıyor. Daha da kötüsü, cepheleşme giderek derinleşiyor. Kamuoyunun Türk Silâhlı Kuvvetleri’nden beklentisi, dünden bu güne, tüm iddiaları incelemek için soruşturmasını yapması ve kendi içini temizlemesidir. Bizlere düşen görev ise, askerin itibarsızlaştırılması girişimlerine karşı durmaktır.”

Sayın Birand;

Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin, uzunca bir süreden beri sıkıntı içinde olduğu doğrudur. Çünkü; siz ve sizler gibi düşünenlerin teşvikleriyle iç ve dış husumet odaklarının hedefi haline getirilmiştir. Haksız yere ve gerçek dışı olarak Türk Silâhlı Kuvvetleri’ni hedef almış durumdasınız. Kamuoyundan gizlemeye çalıştığını husus da şudur:

Hak ve hakikat, şahıslarla kaim değildir. Şahıslarla ancak ve ancak, zulüm payidar olur. Bir DEVLET, ancak ve ancak, sağlam kurumları ile ayakta durabilir ve yücelir.

Bunu sağlamak için de DEVLETİN ve REJİMİN, ana KAİDELERE ve ana BELGELERE göre işletilmesi şarttır. Bu hususta KURUM ve KURULUŞLARA ve de FARTLERE düşen görev, REJİME ve DEVLETE sahiplilik BİLGİ ve ŞUURU taşımaktır.

Şimdi, bu gerçekler tahtında bir durum değerlendirmesi yaparak, Devletin işletiliş biçimini irdeleyiniz. Bunu da, yaşadığımız olayları örnek göstererek yapınız. İşte, basit bir örnek:

Milletin HÜR İRADESİNİ tecellî ettirecek bir seçime gidiyoruz. Ama, İKTİDAR, yürürlükteki kanun, nizam ve yönetmelikleri yok farz ederek DEVLETİN bütün imkânlarını, kendi lehine seçime sokuyor.

Seçimleri yürütmekle görevli Yüksek Seçim Kurulu, Tunceli Valisi için savcılıklara SUÇ DUYURUSUNDA bulunmuştur. Ama İKTİDAR, Tunceli Valisi’ne sahip çıkmaktadır. Seçimle ilgili olarak Bakanların ve Milletvekillerinin ve hatta Belediye Başkanlarının Seçim Kanunlarını ihlâl ettikleri herkesin malûmudur. Âdetâ, DEVLETE ve DEVLETİN GELENEKLERİNE meydan okunmaktadır.

Bu olup, bitenler karşısında bakıyorum da, “DEMOKRASİ” sözcüğünü dillerinizden düşürmeyen sizler, seslerinizi çıkarmıyor ve REJİME ve DEVLETE sahiplilik BİLGİ ve ŞUURU göstermiyorsunuz. Tek hedefiniz, mahiyeti henüz daha bilinmeyen bir davayı konu ederek, Türk Silâhlı Kuvvetlerini NİŞANGÂH tahtasına oturtmaktır. Âdetâ, GÖLGE AVINA çıkmış durumdasınız. Bugünden taze bir örnek:

Söyleşi yapma şerefine eriştiğiniz ABD Dışişleri Bakanı CLİNTON, Başbakan Erdoğan’la yaptığı görüşmeden sonra, “PKK ile mücadeleyi görüştük. Türkiye’nin demokrasisinden ve etnik yapısından bahsettik.” açıklamasını yapmıştır. Ayrıca, Obama’nın bir ay içinde Türkiye’yi ziyaret edeceğini açıklayarak, “Obama, Türkiye’nin yardımı ile dünyayı değiştirecek” demiştir.

Merak edip, “Türkiye’nin demokrasisi ve etnik yapısı sizi, niçin ilgilendiriyor? Obama, göreve başladığı gün yaptığı konuşmasında, 72 etnik gruptan oluşan Amerikan halkına, ULUS DEVLET vurgusu yapmadı mı?” diye sormak aklınıza gelmedi mi? Bir örnek daha:

Kısa adı İSRA olan Uluslar arası Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği adındaki bir dernek, bugün Diyarbakır’da, Diyarbakır Valisi’ni de yanına alarak “Toplu nigâh” adı altında AKP Diyarbakır Belediye Başkanı adayı lehine, kamyonlar dolusu beyaz eşya dağıtarak seçim propagandası yaptı.

Bu derneğin Genel Başkanı İsmail Hakkı Turuncu, Derneğin Türkiye’de 450 üyesinin olduğunu açıklamıştır.

Merak edilmez mi? Bu derneği uluslararası yapan husus nedir? Kurucuları kimlerdir ve bu derneğin hedefleri nedir? Yardım da samimiyseler, niçin seçim zamanını seçtiler? Bu derneğin dış bağlantıları nedir?

Tabii, bu gibi basit konular sizleri hiç ilgilendirmez. Zira; sizlerin ilgi alanı, Türk Silâhlı Kuvvetleri’dir.

Sayın Birand;

Bir defa değil, bin defa düşünerek karar veriniz ve Türk Silâhlı Kuvvetleri’nden elinizi çekiniz. Hedefiniz, gerçekten demokrasi ise; DEVLETİN, bir PARTİ DEVLETİ haline getirilmemesi için mücadele ediniz. Zira; Devletin çarkı bir bozulursa; onarmak ve işler vaziyete getirmek çok zamanımızı alır.

Saygılarımla.

Ecz. Hüsnü Akıncı

Hiç yorum yok: