8 Eylül 2009 Salı

Acele işe Şeytan karışır!

Yusuf Ziya ÖZCAN
YÖK Başkanı
Ankara 8 Eylül 2009



Sayın BAŞKAN;


Hz. Peygamberimiz;

“Bir toplumda ilim adamları, idare adamlarına uşaklık ederse,

Toplumun edepsizleri, hayırlılarına galip gelirse,

Toplumun fertleri de, nerede “EVET!” ve nerede “HAYIR!” denileceğini bilemez duruma düşerse; yıkım, muhakkaktır.” diye buyurmuşlardır.

Bu gerçek, tarihin hiçbir döneminde tekzip edilememiştir.

Bulunduğumuz coğrafyanın özellikleri ve önemi sebebiyle daimâ iç ve dış husumetlere maruz kaldığımız ve bundan sonra da kalacağımız, gayet tabiidir. Zîra; bizim hedeflerimizin olduğu gibi, bölgede hesapları olan başkalarının da hedefleri vardır. Başkalarının hedefleri bilinmektedir ve bellidir:

Bu önemli coğrafyada, kendi kendine yetersiz ve daima başkalarına muhtaç; “OTUR!” denilen yerde oturan, “KALK!” denilen yerde kalkan; iç ve dış gailelerle boğuşan ve gerçek hedeflerinden uzaklaşan; huzursuz, mutsuz ve refahı unutmuş ZAYIF BİR TÜRKİYE!

Bunun ne anlama geldiğini, anlayışı en kıt olanların dahî anlayabileceği basit bir örnekle izah etmeye çalışacağım. Örnek, şudur:

Avrupa’da, Rusya’dan sonra en büyük toprağa sahip olan Türkiye, kendi kendini besleyemez hale düşürülmüştür.

Her alandaki örneklerini de, herkesin irfanına bırakıyorum.

Bu mektubumu, bazı üniversite rektörleri ile yaptığınız toplantıdan sonraki açıklamalarınız üzerine yazdım. Açıklamalarınızın en önemli bölümü;

“Kürtçe, ülkemizde 12-13 milyonun konuştuğu dildir. Bu dile üniversitelerin çok uzak kalması çok doğru değil. Nasıl başka dilleri ele alıyorsak, Kürtçeyi de öyle ele alabiliriz. Ve bilimsel bir yaklaşımla bu dili inceleyebiliriz. Bu, hükümetimizin “Demokratik Açılımı’nından da bağımsız olarak ele alınabilir. Biz zaten öyle düşünüyoruz. Yani biz bu türden çalışmalara ‘Demokratik Açılım’ meselesi bitse dahi devam edeceğiz. İsteyen gönüllü üniversitelerimiz olursa onlara gerekli müsaadeleri vermek için pozitif bir yaklaşım içerisindeyiz.” şeklindeki sözlerinizdir.

Merak edilir:

1-Ülkemizde, 12-13 milyon insanımızın Kürtçe konuştuğuna dair elinizde, bilimsel bir araştırma var mıdır?

2-Bütün Kürt kökenli insanlarımızın anlaşabildikleri bir Kürtçe var mıdır?

3-Talip üniversiteler, hangi lehçeyi esas alarak bir Kürtçe dili geliştireceklerdir?

4-Doğu ve Güneydoğu’da, DTP’nin “KÜRT BÖLGESİ” olarak ilân ettiği illerdeki toplam nüfus 13 milyondur. Bu illerde yaşayanların tamamı, Kürt kökenli midir?

5-“Kürt açılımı” veya “Demokratik açılım” konusu gündeme getirilmezden önce, Kürtçe ile ilgili olarak geniş kapsamlı bilimsel araştırma yaptırdınız mı?

Soruları çoğaltmak mümkündür. Şimdilik buna lüzum görmüyorum. Sâdece,
gelişmiş Batı ülkelerinin dil konusundaki uygulamalarını inceleyip, incelemediğinizi merak ediyorum. Bu hususta, Amerika Birleşik Devletleri’nin 2007 yılında kabul ettiği “Dil Kanunu” nu, tetkiklerinize ve bilgilerinize sunmak istiyorum:


Başkan Obama, göreve başladığı gün yaptığı konuşmasında, sık, sık, ABD’nin üniter yapısından bahsetmiş ve ULUS DEVLET kavramını ısrarla vurgulamıştır.

Dil meselesinde ise ABD, “ULUS DEVLETİN” zedelenmemesi ve korunması için yeni bir kanunu yürürlüğe koymuştur. Bilmemenize imkân ve ihtimâl yoktur:

İspanyolca, ABD'nin kuruluşundan beri bir gereklilikti. Güney, İspanyolca konuştuğu için okullarda, kamu hayatında, iş hayatında iki dil birlikte kullanıldı: İngilizce, İspanyolca.

Güneyden alınan göçler de dâhil edilince, Amerika'nın yaklaşık 350 milyon nüfusunun yaklaşık 1/3nün (110 milyon) ana dili İspanyolca'dır.

ABD, 2007'de İNGİLİZCE BİRLİĞİ KANUNU çıkardı.

Bu Kanunun gerekçeleri şöyledir:

"Eğitim ve resmî yazışma masraflarından tasarruf sağlama,

Ülkedeki azgelişmiş bölgelerin dil farkı nedeniyle geride kalmalarını önleme, ( Birleşmiş Milletlerin resmi dil için kullandığı gerekçe budur, buna atıf yapıyor.)

"İngilizce'nin, ABD'deki farklı etnik köken, kültür ve dilleri birleştiren temel olgu" olduğu gerçeğinin kabul edilmesi."

KANUNUN BAZI MADDELERİ:

-KAMU VE ÖZEL tüm işyerlerinde İngilizce konuşulması,

-Vatandaşlık başvurularının, Güvenlikten Sorumlu Bakanlığa verilen "İngilizce bilme şartını yerine getirme" yetkisine göre işlem görmesi."

Sayın BAŞKAN;

Siyasî iktidarlar, iç ve dış odakların etkisinde kalarak bazı açılımlar yapmak isteyebilirler. Bu açılımların ne getirip, ne götüreceğini hesaplamak ve siyasî iktidarlara ışık tutmak, bilim adamlarının ve üniversitelerin görevidir. Siyasî iktidarlar, hisleriyle hareket edebilirler. Ama; bilim adamları ve üniversiteler, aklın, mantığın ve ilmin tahtında hareket etmek zorundadırlar. Bu sebepten dolayı da, HÜR ÜNİVERSİTE anlayış ve kabullenişi, gerçek demokrasilerin vaz geçilmezidir.

Siyasî iktidarın, henüz daha açıklamadığı ve neleri kapsadığı belli olmayan “KÜRT AÇILIMI” veya “DEMOKRATİK AÇILIM” bilinmeden KÜRTÇE hakkında harekete geçmeniz, düşündürücüdür ve hattâ, şaşırtıcıdır.

Demokratik haklarımı kullanarak duygu, düşünce ve görüşlerimi arz ettim.

Saygılarımla.

Ecz. Hüsnü Akıncı.

Hiç yorum yok: