Sayın Yalçın BAYER
Hürriyet Gazetesi Yazarı
İstanbul 23 Eylül 2009
Sayın BAYER;
23 Eylül 2009 tarihli ve “PEKİ BU DERELER, NİÇİN TAŞTI” başlığını taşıyan yazınızı okudum.
Eski İSKİ ve DSİ Genel Müdürü; şimdi, Çevre ve Orman Bakanı olan Prof. Veysel Eroğlu’nun, kendisini ve icraatlarını savunan açıklamasına yer vermişsiniz.
Tabii ki; herkesin savunma hakkı vardır ve icabında herkes, doğru bilgiler vererek kendisini savunmalıdır.
Veysel Eroğlu’nun savunması hakkında yorum yapmayacağım ve sâdece, bazı gerçekleri belirtmekle yetineceğim. Şöyle ki:
İstanbul’un su meselesi, daimâ siyaset malzemesi yapılmıştır. Toplumun hafıza zayıflığından istifade eden bazı açıkgöz siyasetçiler, önceki dönemleri kötüleyerek, kendilerine siyasî rant sağlama yolunu tercih etmişlerdir. Bu sebeple; İstanbul’un su kaynaklarına göz atmakta fayda vardır:
TERKOS GÖLÜ, ELMALI, ALİBEYKÖY ve ÖMERLİ Barajları, 1984 yılında mevcuttu. Bu kaynakların toplam su kapasitesi, 610 milyon metreküptür.
1984-1989 arası beş yıl zarfında; DARLIK ve BÜYÜKÇEKMECE Barajları yapılmıştır. Bu barajların toplam kapasitesi, 255 milyon metreküptür.
Nurettin Sözen, Tayyip Erdoğan, Ali Müfit Gürtuna’nın başkanlık sürelerinin toplamı, 19 yıldır. Kadir Topbaş da 5 yılı aşkın bir süre başkandır. Bu 24 yıl zarfında;
SAZLIDERE, STRANCA, KAZANDERE, PAPUÇDERE Barajları yapılmıştır. Bu barajların toplam kapasitesi, 165 milyon metreküptür.
Barajların dökümü şöyledir:
TERKOS GÖLÜ 186 milyon metreküp,
ALİBEYKÖY BARAJI 35 milyon metreküp,
ÖMERLİ BARAJI 366 milyon metreküp,
ELMALI BARAJI 23 milyon metreküp.
TOPLAM: 610 milyon metreküp.
BÜYÜKÇEKMECE BARAJI: 161 milyon metreküp,
DARLIK BARAJI: 113 milyon metreküp.
TOPLAM: 274 milyon metreküp.
SAZLIDERE BARAJI,
STRANCA,
KAZANDERE,
PAPUÇDERE su havzalarını toplam kapasitesi, 165 milyon metreküptür.
Sayın BAYER;
Bilmem ki; bu gerçekler karşısında yorum yapmaya lüzum var mıdır? Bana göre, yoruma gerek yoktur. Ama; İstanbul halkı, SU HAVZALARINDA imara aykırı yapılaşmalara izin verenlere; dere yataklarını, belirli kişilere peşkeş çekerek imara açanlara veya kaçak yapılaşmaya izin verenlere; İstanbul’un her karış toprağını ranta dönüştürerek, İstanbul’un aşırı bir nüfus yoğunluğuna maruz kalmasına sebep olanlara, mutlaka ve mutlaka hesap sormasını başarabilmelidir. Unutulmamalıdır:
İstanbul, 1994’ten sonra aşırı göç almıştır. Ömerli ve Elmalı Barajları inşa edilirken, su havzalarının korunması maksadıyla bölge, ağaçlandırılmıştır. Ne yazık ki; övünenlerin sayesinde su havzaları yağmalanmıştır.
Sorumlu arayanlara duyurmak isterim.
Saygılarımla.
Ecz. Hüsnü Akıncı
23 Eylül 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder