29 Ağustos 2009 Cumartesi

dikkat edilmelidir.

Sayın Cengiz ÇANDAR
Referans Gazetesi Yazarı
İstanbul 29 Ağustos 2009


Sayın ÇANDAR;


28 Ağustos 2009 tarihli ve “ASKERÎ MÜDAHALE’YLE KÜRT AÇILIMI DURAMAZ” başlığını taşıyan yazınızı okudum.

Yazınızın ilk paragrafındaki ifadeleriniz, bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen, okulunda okuyan ve yatağında rahat uyuyan hiç kimsenin kullanmayacağı kadar ÇİRKİN ve SEVİYESİZDİR. Birlikte tekrar okuyalım:

“Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un "Kürt Açılımı" tartışması denklemine 25 Ağustos açıklamasıyla girmesi, bir "utanç tablosu" oluşturdu.”

MERAK EDİYORUM:

Siz, kimsiniz ve Türkiye’nin gerçek sorunları ile ilgilenecek kadar HÜR ve SERBEST bir iradeniz ve bizlerin bilmediği bir MİSYONUNUZ var mıdır? Yani; ABD, İngiltere ve İsrail’ e bağlı bir istihbarat biriminde, “Gazeteci” adı altında görev yapan bir ajan mısınız?

Kızmayınız, şaşırmayınız ve herkese tavsiye ettiğiniz şekilde açık olunuz! Zîra; sizi izleyen, okuyan, faaliyetlerinizi gözleyen her insan, merak ettiği veya öğrenmek istediği için bu ve buna benzer soruları sorar ve cevaplarını bilmek ister. Bir düşününüz:

“68 Kuşağı” adı verilen bir oluşumun içinde yer aldınız. Ülkeyi, 12 Mart 1971 müdahalesine götüren yani, DEVLETİ, sokağa mağlûp ettiren provakasyonların, tertiplerin ve ihanetlerin ön saflarında bulundunuz. Bunun gizli, saklı bir yönü de yoktur. Hasan Cemâl’in, “Kimse kızmasın, kendimi yazdım.” Kitabını okuyanlar, ne olduğunuzu, kimlere ve niçin hizmet ettiğinizi, az da olsa anlarlar. Ortadoğu coğrafyasında rahat dolaşan; Filistin Kamplarında eğitim gören; Bağdat’ın ve Kuzey Irak’ın kukla yönetimleriyle kol kola giren; PKK ile rahat dirsek teması sağlayan kişilerin, kamuoyunca iyi bilinmeyen “Misyonlarının” olacağını, olayları az da olsa izleyen herkes tahmin eder.

Abdullah Öcalan, herkese meydan okuyan tavrı ile gerçek hedeflerini açıklarken; DTP, “KÜRT DEVLETİNİN” sınırlarını fütursuzca çizerken; DTP’li milletvekilleri, “Kürt milliyetçiliği” esasına dayalı tahriklerine devam ederken, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, 25 Ağustos açıklamasını “UTANÇ TABLOSU” olarak nitelemeniz karşısında, herhalde susmamı bekleyemezsiniz!

Sayın ÇANDAR;

Artık kendinize geliniz ve bu ülkenin sahipsiz olmadığını artık anlayınız. Zîra; bu ülkenin, yabancı ideolojilere hizmet eden satılık kişileri olabileceği gibi; bu ülkenin ve bu yüce milletin geleceğini düşünen ve her türlü ihanet odaklarına göğsünü siper edecek vatansever insanlarının da olacağını ve olduğunu biliniz. Devlet eski Bakanı Kâmran İNAN’IN hemen, hemen her konuşmasında, “maalesef haini bol bir ülkeyiz.” sözünün ne mânâya geldiğini iyi anlamaya çalışınız! Ve:

Belirli kişi ve odaklarla kol kola girerek, devamlı surette TÜRK SİLÂHLI KUVVETLERİNİ hedef alarak, yıpratma ve tahrik etmek gibi aşağılık bir görevi terk ediniz! Ve; şunu da hiç aklınızdan çıkarmayınız:

Türkiye’de hiçbir vatandaşın anayasal hakları kısıtlanmamıştır. Geniş halk kitleleri arasında da bir rahatsızlık yoktur. Bu sebeple; halkın birlik ve beraberliğini bozucu, Türkiye’nin ÜNİTER YAPISINI yıkıcı hiçbir faaliyet, provakasyon, hile, tertip ve entrika hedefine ulaşamayacak ve bu ülkede Türk-Kürt çatışması meydana gelmeyecektir.

Şimdilik bu kadar. Daha fazlasını istiyorsanız; istediğiniz zamanda ve yerde, istediğiniz televizyon kanalında sizinle tartışmaya hazırım. Kendinize güveniyorsanız; buyurunuz, karşıma çıkınız! Zîra ben, “Batı’nın mânevî ajanlığına soyunan ve yabancı ideolojilere hizmet eden” aydınlardan değilim; bileğim de, yüreğim de, bilgim de, vatan ve millet aşkım da sağlamdır. Bu da benim DEMOKRATİK hakkımdır.

İçimden gelmiyor, ama, mektup sonlarında adet olduğu için nezaketen saygılarımla.

Ecz. Hüsnü Akıncı.

Hiç yorum yok: