21 Eylül 2008 Pazar

AB YOLU- KIBRIS VE KÜRT SORUNU



Sayın Hasan Cemal
Milliyet Gazetesi Yazarı 2008-08-07



Sayın Cemal;

6 Ağustos 2008 tarihli ve "AB yolu diyorsak,gündemde 'Kıbrıs engeli' de duruyor" başlığını taşıyan yazınızla, 7 Ağustos 2008 tarihli ve "AB yolu, unutmayın, Kürt sorunundan da geçiyor!" başlığını taşıyan yazınızı okudum.

Kendinize has ve inatla sürdürdüğünüz kamuoyu oluşturma gayretinizin icabı olarak, "Türkiye, Gül'ün deyişiyle, Avrupa Birliği hedefine kilitlenmeli ve bu amaçla reform seferberliği için düğmeye basmalı!" ifadesini kullanmışsınız.

Ayrıca; "Ancak, bu konuda sonuç alabilmek için, bazı kritik konularda siyasal kararlılık gerekiyor." demişsiniz. Kendi ölçülerinize göre de, "Kıbrıs elden gidiyor" lobisi, siyasi kararlılığın engeliymiş!...


Sayın Cemal;

Bu yazıları, inanarak mı yazdınız? Yoksa, birilerinin hatırına mı yazdınız? Ve Kıbrıs'ın tarihi hakkında ne biliyorsunuz?
Kıbrıs'taki Rumların, hangi yıllarda nerelerden getirilerek ve kimler tarafından Kıbrıs'a yerleştirildiklerini, acaba, biliyor musunuz?
Birinci Cihan Savaşı'ndan sonra ve EOK Terör örgütünün kurulmasından sonra Türklere uygulanan şiddet ve baskılar neticesinde İngiltere ve Türkiye'ye yerleşen Kıbrıslı Türklerin sayılarını biliyor musunuz?
En önemlisi; Kıbrıs konusunda haklı olduğumuz gayet açık bir şekilde bilinirken, İngiltere, ABD ve Avrupa ülkeleri, niçin daima Yunanistan'ın yanında yeralmıştır?
Size ve sizin gibi düşünenlere göre; Kıbrıs konusunda çözüm, Yunanistan'ın isteklerini yerine getirmek midir? Yunanistan'ın isteklerini kabul edersek, Türkiye'nin AB üyesi olacağını mı zannediyorsunuz?

Sizin nazarınızda, milli hedef ve çıkar yok mudur? Bu sorumu, bir örnekle açayım:

İşin başında Yunanistan hedef koymuştur ve bir milli politika belirlemiştir: ENOSİS! Yani; Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhakı!...Yunanistan, bu başlangıç hedefinden asla taviz vermemiştir. Öylesine ki; Türkiye'den Kıbrıs'a su götürecek projeyi ve verilecek suyu, "Biz,suyu gemilerle taşırız" kesin tavrıyla reddetmiştir!


Kıbrıs Rum kesimiyle Yunanistan'ın tavrı, acaba size, bir ibret dersi vermiyor mu?

Bir mantık yürütelim:
AB hayaliyle Kıbrıs konusunda, iki toplumlu bir Kıbrıs Devleti'nin kurulmasına razı olduğumuzu farzedelim. Bir müddet sonra Kıbrıs Devleti, Yunanistan'a İLHAK KARARI alsa; acaba o zaman, Türkiye ne yapacaktır? Tekrar savaş mı ilan edecektir? Ederse; AB'ne karşı savaş ilan etmiş olmayacak mıdır?

Bu gerçekleri bilmeyecek veya bilemeyecek kadar cahil ve mantıksız olamazsınız. O halde, gerçek maksadınız ve hedefiniz nedir?

İkinci husus, yani Avrupa Birliği şartı, "Kürt sorunundan geçer" diyorsunuz. Uzun yıllardan beri savunduğunuz ,ve çözümünü istediğiniz "KÜRT SORUNU" size göre nedir? Ve ne yapılırsa, bu sorun çözülür?

MUHTARİYET mi, FEDERASYON mu, AYRI BİR DEVLET mi?

"Çözüm, yalnız şiddet ve yoksulluğu yenmekle değil, aynı zamanda Kürt sorunuyla da ilgili. Yani; Kürt Kimliğiyle, Kürt Kültürüyle, diliyle, siyasal haklarıyla ilgili bir konu aynı zamanda.." sözlerinizle, zamirinizde gizlemeye çalıştığınız maksat ve hedef nedir?


Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde Kürtlerin siyasi hakları kısıtlı mıdır? Kürt vatandaşlarımızın kimliğine, kültürüne, diline karışan mı vardır?

Bir hususta ben de hem fikirim:

Bazı bölgelerde Kürt kökenli vatandaşlarımıza uygulanan acımasız baskılar mevcuttur. Ama; bu baskı, Devletin baskısı değildir. Baskı; feodal yapının gereği Ağalardan, Aşiret Reislerinden ve Tarikat Şeyhlerinden gelen baskıdır. Yani Feodal Yapının hakimleri, kendi insanlarını ezmekte, haklarını çiğnemekte, zulme uğratmakta ve köleleştirmektedirler.

PKK Terör Örgütü de, ABD, İNGİLTERE, İSRAİL, AVRUPA ÜLKELERİ, Barzani ve Talabani'den aldığı güç ve destekle , Türk, Kürt ayırmaksızın, amansız bir terör uygulamakta ve kan dökmektedir. İşte, yeni olaylar:

Güngören'de bombalı saldırı.
Tunceli'de 48 saatten beri devam eden şiddetli çatışmalar.
Bugün Ümraniye'de polise saldıran ayrılıkçı hareket ve I.ci Ordu Karargahı'na havan topu ile saldırı teşebbüsü.
Muş Malazgirt İlçesi'nde, Emniyet Müdürlüğü'ne roketli saldırı.


Söyler misiniz:

Bu saldırıların ve terör hareketinin, Kürt sorunu ile ne ilgisi vardır?

Lütfen, zihninizde şekillendirdiğiniz SORUN ÇÖZÜCÜ projenizi açıkça belirtiniz ki; neyi hedeflediğinizi bilelim!

Hedef, ABD, İNGİLTERE ve İSRAİL'in BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ kapsamında müştereken yürüttükleri TÜRKİYE'nin ÜNİTER YAPISINI BOZMAK ise; biliniz ki, bu oluşuma, satılmışların dışında Kürt kökenli vatandaşlarımız da karşı çıkacaklardır.

Sayın Cemal;

Lütfen, Türkiye'yi rahat bırakınız! Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün gösterdiği hedefi, gerçekçi buluyorsanız Gül'ün, 1991'de Meclise girdiği günden, 2002 sonuna kadar geçen süre zarfında , Avrupa Birliği hakkında söylediği sözlerini, Meclis zabıtlarından okuyunuz! Ve biliniz ki:

Dış siyasetini, Amerika'ya; iç siyasetini, Avrupa Birliği'ne; ekonomisini, Dünya Bankası ile IMF'ye endeksleyen bir Türkiye'nin, kimseye faydası olmaz ve böyle bir Türkiye de, bölgede BÜYÜK OYUNCU olamaz! Böyle bir Türkiye'nin düze çıkması, Demokratik Hukuk Devleti olması, aş ve iş sorununu çözmesi, imkansızdır ve hatta; vücudu olmayan bir şeyin varlığına inanmak kadar gülünçtür.


Saygılarımla.
0216-4181726
0532-4576956 Ecz. Hüsnü Akıncı

Hiç yorum yok: