22 Eylül 2008 Pazartesi

ÇAĞDAŞ KÖLELİK


Sayın Taha Akyol
Milliyet Gazetesi Yazarı 24 Temmuz 2008

Sayın Akyol;

24 Temmuz 2008 tarihli ve "Lozan zafer mi, hezimet mi" başlığını taşıyan yazınızı okudum.

Yazınızın en ilginç ve dikkat çekici bölümü, "...Daha kötüsü, araştırsaydık öğrenebileceğimiz gerçekler konusunda bizi cahil bırakır; o cehaletle, günümüzün karmaşık sorunlarına da "Kör" bakarız." şeklindeki sözlerinizdir. Sebebine gelince:

Bazı aydınlarımız ve bazı siyasetçilerimiz ve de, sebebi ne olursa olsun basının önemli köşelerini tutan bazı yazarlarımız; tarih ve coğrafya bilmedikleri,Türkiye'yi ve Türk milletini iyi tanımadıkları, dünya siyasi tarihini irdelemesini başaramadıkları ve en önemlisi; dünya coğrafyasında Türkiye'nin konumunun önemini anlayamadıkları için, Lozan Anlaşması'nı, akıl ölçüleri dışında tartışma konusu yapmışlar ve daima ,halkı yanıltmışlardır.

Şu da muhakkatır ki; Atatürk, İngilizlerin, Lozan Anlaşması gereği olarak Musul'da yapılması gereken plebisiti yaptırmayacaklarını gayet iyi biliyordu ve Musul'a bir askeri harekatı planlıyordu. İngilizler de, Atatürk'ün ne yapacağını tahmin ediyorlardı. Bu sebeple de İngilizler, "Şeyh Sait" isyanını başlatarak, Musul'a yapılması planlanan askeri harekatı önlemişlerdir. Hatay'ın ilhakından önce de, "Dersim İsyanı" nı başlatmışlar, ama, başarılı olamamışlardır. Bu gerçekler konuşulmadığı, irdelenmediği için, bugüne ışık tutacak derinlikteki gerçeklerin de, üzeri örtülmüştür. Yani; cehalet, gaflet ve ihanet, daima başımıza dert açmıştır.

Bu çerçevede günümüze bakacak olursak; başkaları tarfından sahnelenen ve başımıza dert açan oyunların da "KÖRÜ" olduğumuz görülmektedir. Türkiye'nin üniter yapısını ortadan kaldırmaya matuf olarak sahneye konan yapay bir "Kürt Sorunu" nu yanlış zamanda, yanlış zeminde ve yanlış bir şekilde tartışılır hale getirmek suretiyle, kendimizi zora sokmuş durumdayız. Yabancı bir misyona hizmeti gaye edinen misyonerlerimiz, alabildiğine "Kürt Sorunu" adı altında bölücülük yaparken ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratıcı ve tahrik edici hareketlerine devam ederken; aklını hakem yaparak düşünmesini becerebilecek kabiliyette olan insanlarımız, alabildiğine sessizliğe bürünmüşlerdir. Aydınlatılmadığı için de kamuoyu, işin gafilidir ve batıl muratlarını, "Demokrasi" çığlıklarıyla örtmesini başaranların etkisi altındadır.


Bugünkü durumumuz, daima yakındığımız ve nefret ettiğimiz "Kapitülasyonlar" dan daha vahimdir. Başta bankalarımız olmak üzere önemli iktisadi değerlerimiz ve hatta perakende ticaretimiz, yabancıların eline geçmiştir. Yakın bir zamanda elimizde kendimize ait bir varlığımız kalmayacaktır. Buna rağmen, herkes sessizdir ve hitabet sanatı ustalarının sözlerine meftun ve ram olmuştur.

Gerçek bir demokrasinin hem varoluş ve hem de teminatı olan medyamız, rant paylaşımı peşinde koştuğu için, yaklaşan büyük tehlikenin perdeleyicisi rolünü üstlenmiştir. Yani; paranın üstündeki yazı, bütün değerlerin ve hedeflerin önüne geçmiştir.

Türkiye'nin bir numaralı gündemi haline gelen "ERGENEKON" dan ayrılarak, Lozan'ı konu ettiğiniz için bu mektubumu yazdım. Maksadım da, şudur:

Bundan sonra da yeni konular bulmanız, hayırlı olacaktır. Mesela, KÖLELİK hakkında da yazabilirsiniz. Bu kölelikten kastım; burnu halkalı, kulağı küpeli, ayağı prangalı Ortaçağ köleliği değildir. Günümüzün kölelikleridir. Zira; ortada o kadar çok köle vardır ki, saymakla bitmez. İşte, günümüz kölelerinden birkaçı:

- İdare adamlarına kul olan, ilim adamı görüntüsündeki köleler.
- Paranın üstündeki yazıdan başka değer ve hedef tanımayan, iş adamı görüntüsündeki köleler.
- Milliyetçiliği (milli değerler ve hars) suç; vatana ve millete hizmet etmeyi ahmaklık kabul eden, demokrat görüntüsündeki köleler.
- Milletin HÜR iradesini, kişisel ikballeri için ipotek altına alan, devlet ve siyaset adamı görüntüsündeki köleler.
- Ahlak ve fazileti, modası geçmiş değerler olarak algılayan,insan görüntüsündeki köleler.
- Devletin ve milletin geleceğini düşünmeyen ve "ne yaparsam, yanıma kar kalır" diyen, vatansever görüntüsündeki köleler.
- Kendilerini dahi aydınlatmaktan aciz, aydın görüntüsündeki köleler.

Günümüz kölelerinin sayısını, irfanınıza göre çoğaltabilirsiniz.

Sayın Akyol;

Bu konularda milleti aydınlatmayı başarabilirseniz; büyük bir hizmette bulunmuş ve yüce milletimize istikamet vermiş olursunuz.
Sizden, bu büyük hizmeti bekliyoruz.

Saygılarımla. Ecz. Hüsnü Akıncı.

Hiç yorum yok: