22 Eylül 2008 Pazartesi

BİLİNMEYENLER


Sayın Gülin Yıldırımkaya
Habertürk Televizyonu 5 Ağustos 2008


Sayın yıldırımkaya;

Fehmi Koru ile yaptığınız söyleşiyi okudum.

30 yıldan beri, şartlandığı bir ideolojiye hizmet eden, her yaptığını belirlenen bir programa göre bilinçli olarak yapan zeki, becerikli ve fevkalade aktif olan Fehmi Koru, imkanlarını, bu ülkenin hayrına kullanmamıştır. Zira; taraf olduğu ideoloji ve siyasete toz kondurmamıştır. Açık ifadeyle, daima dini siyasete alet edenlerle beraber olmuştur. Öyle zannediyorum ki; dış bağlantıları da, çok kuvvetlidir ve uzun yıllara dayalıdır. Süleymen Demirel'i, 28 Şubat sürecinin mimarı olarak göstermesi, hizmeti gaye edindiği ideolojisinden dolayıdır.(İmkan olsa da, bu hususlardaki görüşlerimi detaylı olarak anlatabilsem)
Kendisi için "Şartlanmış" ifadeleri hafif kalır. Bu takip ettiği çizgide, bilinçli olarak yürümektedir.
Aslında; 1980 sonrası Türk medyası, asli görevinden uzaklaşarak, hedef olarak paranın üstündeki yazıyı, geçerli tek hedef ve değer olarak seçmiştir. Yaşadığımız bütün bunalımların ve ekonomik kayıplarımızın altında yatan gerçek, olmaması gereken bu ilkesizliktir. Açık ifadeyle Türk medyası, gerçek demokrasinin hem var oluş sebebi ve hem de teminatı olduğu gerçeğini unutmuştur. Bu sebeple de Türkiye, tam anlamıyla HÜR ve DEMOKRAT bir ülke olamamıştır ve baştakilerin yolsuzluklarına, keyfiliklerini ve adaletsizliklerine hesap sormayan bir sistem oluşmuştur.(İslam Dini'nin özüyle taban tabana zıt bir oluşum.)

Öyle bir sistem oluşmuştur ki; tabir caizse Türkiye, finans ve bankacılık kesimiyle (Hazine ve Merkez Bankası tarafından kayırılan ve kollanan kesim), Türkiye'nin ekonomisini istek ve çıkarları doğrultusunda yönlendirmesini başaran ve siyasi iktidarları baskı altında tutabilen 15-20 holdinge esir edilmiştir.


Bu model değişmediği ve gerçek bir demokrasi kurulmadığı sürece, bu esaret devam edecektir.

Saygılarımla. Ecz.Hüsnü Akıncı

Hiç yorum yok: