21 Eylül 2008 Pazar

Sayın Aydın DOĞAN
Doğan Holding Yönetim
Kurulu Başkanı 7 Eylül 2008-


Sayın DOĞAN;

Gelişen olaylardan üzüntü duymamak mümkün değildir. Üzülmek bir yana, Türkiye, sâdece siyasî ihtiraslarını hedef alan ve CÂH hırsıyla yanıp tutuşan kişilerin keyfîlikleri sebebiyle büyük bir tehdit altındadır. Zirâ; siyasî iktidar, Devleti, bir parti devleti haline getirmekte kararlıdır.
İşin bu noktaya geleceği de, bilinmekteydi. Çünkü; 28 yıldan beri Türkiye, halkı dışlayarak sistemin dışına iten ve siyasî parti liderlerini "SEÇİLMİŞ DİKTATÖRLER" konumuna getiren ve de gerçek demokrasi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan göstermelik bir demokrasi ile idare edilmektedir.


Kusur; sâdece siyasetin değildir. Bu dönem zarfında, gerçek bir demokrasinin hem var oluş sebebi ve hem de teminatı olan MEDYAMIZ da görevini yapmamış; ANA KAİDELERE VE ANA BELGELERE göre işleyen bir DEVLET ve işleyen bir REJİM arayışında olmamış; REJİME ve DEVLETE sahiplilik BİLGİ ve ŞUURU göstermemiştir. Bu gafletin neticesinde de;

Baştakilerin yolsuzluklarına hesap sormayan bir sistem oluşmuştur. Bu sistem, AHLÂK ve FAZİLETİ dışlamış; ülke idaresinin en uç noktasına kadar ahlâksızların, hırsızların ve yalancıların eline geçmesine sebep olmuştur. Öylesine ki; zengininden fakirine; herkes için geçerli değer ve hedef, paranın üstündeki yazı olmuştur. Bir torba kömüre veya bir erzak paketine OYUNU satan fukara ile, rant için sessiz kalan ve ülkeye karşı sorumlu davranmayan VARLIKLI KESİM, aynı çizgide buluşmuştur. Bu şartlarda ülkede, DİRLİK ve DÜZENLİĞİN olmayacağı, tarihen bilinen bir gerçektir. Tarihen sabittir ki; bir ülke için en büyük tehlike:

İdarecilerin adâletsizlikleri ve ihtiraslarıyla, zenginlerinin merhametsizliği ve hasisliğidir. Yine tarihen sabittir ki:

Hangi millette, kazancı belli olmayıp, ne şekilde toplandığı bilinmeyen servetlerle semâya doğru şeddadî binalar yükselmeye başlarsa; o milletin çöküşü, muhakkaktır.


Sayın Doğan;

Kimseye akıl verme niyetinde ve durumunda değilim. Ancak; Başbakan Erdoğan'ın başlattığı polemiği yok sayamazsınız ve kenara çekilip, sessiz kalamazsınız. Neye mâl olursa olsun; DEVLETİN, bir PARTİ DEVLETİ haline getirilmek istenmesine sessiz kalamazsınız. Elinizdeki medya gücünü, devletin ve milletin çıkarları doğrultusunda kullanarak, halkı aydınlatmak, bilgilendirmek ve yönlendirmek zorundasınız. Aksi halde Türkiye, bir müstemleke ülkesi ve Türk milleti de, bir müstemleke halkı haline gelecektir. Eğer halk, muharrikini bulamazsa; istemese de, elinden bir şey gelmeyeceği için hale razı olacak ve BÜYÜK MİLLET olma vasfını kaybedecektir. Bu sebeple halka, tutunacak bir dal uzatmak zorundasınız. Daha açık ifadeyle; Allah'ın size ikram ettiği nimetleri DEVLETİN ve MİLLETİN istikbali için sarf ederek, yepyeni bir ufuk açmalısınız.

Unutulmamalıdır:

Tarihe mâl olmuş büyük şahsiyetler, servetleriyle değil; DEVLETE, MİLLETE ve hattâ, insanlık âlemine yaptıkları hizmetleriyle anılmışlar ve tarihin şeref listelerinde yerlerini almışlardır. Zira; dünya nimetleri geçici emanetlerdir ve bir gün edinimlerin tamamı, en nihayet kabir üzerindeki bir toprak yığınından ibaret kalacaktır. Zamanla, o toprak yığını da kalmaz ya!


Ülke meselelerini yakından ve dikkatli biçimde izleyen ve vatandaşlık görevlerini eksiksiz olarak yerine getirmeye çalışan bir vatandaş olarak duygu,düşünce ve görüşlerimi arz ettim. Gereğini yapacağınıza da inanmaktayım.

Saygılarımla. Ecz. Hüsnü Akıncı

0216-4181726
0532-4576956

Hiç yorum yok: