21 Eylül 2008 Pazar

TÜRKİYE VE GLOBAL SERMAYE


Sayın Ersin ÖZİNCE
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü 31 Temmuz 2008


Sayın ÖZİNCE;


AKFEN'e sağlanan kredi imza töreninde;
"Bugünlerde para yok, proje yok, çalkantı çok ve dış piyasalarda da kredi ve finansman olanakları daralmış durumda.
İş Bankası için var; müteşebbislerimize, milli sermeye desteği vermek için var.. Türk yatırımcısının, milli sermayeli iki Türk bankasının birarada gerçekleştirdikleri bu proje finansmanının imzalanması; aynı zamanda, bu bankayı kuranların ruhunun şadolduğu bir andır. Türkiye'de müteşebbislik ruhu ve bu ruhu hiçbir zaman yitirmemek lazımdır." ifadelerini kullandıktan sonra; günün gafillerini uyarıcı ve gelecek nesillere, bugünkü hazin halimizi hatırlatıcı ve adeta ders verici mahiyetteki şu sözleriniz; hiç şüphesiz, Türk siyasi ve iktisadi tarihinde yerini alacaktır:

"Türkiye'nin yeni bir vizyona, yeni bir ekonomik programa ihtiyacı vardır. Kur ve faizin düzeyi gerçek değil, inandırıcılığını kaybetmiştir. Ne sokaktaki vatandaş ve ne de işadamı, bu kura inanıyor. "Dış ticaret açığını finanse ediyoruz" diyerek, bir yandan varlık satarak, bir yandan vatandaşın sırtına faiz yükleyerek, bir yere varılmıyor. Kurun, Türkiye'nin ürettiğini satabilecek düzeye gelmesi lazımdır. "Kur yükselince, enflasyon azar" diye korkmamak lazımdır. Enflasyon, artık canavar değil, yılan gibi bir şey...Cari açık, yeni canavardır! Ben bile cari açığın ithalatı böylesine kamçılayacağını, teşebbüs gücünü baltalayacağını öngörmemiştim. Ben, bu işin günahkarlarından biriyim."

Sayın ÖZİNCE;

Evvela, bu cesur sözleriniz ve tutarlı önerileriniz sebebiyle sizi, gönülden tebrik ederim.
Türkiye, paranın üstündeki yazıdan başka geçerli bir hedef ve değer tanımayanların yüzünden çok şeyler kaybetmiş ve bugünkü hale düşmüştür. "Büyük işadamı" görüntüsündeki paralı kesim, devlete ve millete karşı sorumlu davranmamıştır. Devletin sağladığı imkanlarla elde ettikleri varlığı, ülkenin ve milletin hizmetine sunmamışlar ve gelecek nesillerin istikballerini düşünmemişlerdir. Yabancı finans çevreleriyle işbirliğine girerek, iktisaden Türkiye'yi güçsüzleştirecek her şeyi yapmışlardır ve elde ettikleri paraları yurt dışında tutarak, devleti ve milleti sömürmüşlerdir. Türkiye'nin bir sömürge ülkesi ve Türk milletinin de bir sömürge halkı haline geleceğini, hiçbir zaman düşünmemişlerdir.


Açık ifadeyle Türkiye, 28 yıldan beri yanlış ekonomi ve para politikalarıyla idare edilmektedir. 1980 öncesi "Gerçek bir Sermaye Piyasası" nın oluşmasına katkıda ve hizmette bulunan bankacılık sistemimiz; 1980'den sonra, paralarını dövize veya faize yatırarak, büyük karlar sağlayan bir RANTİYE sınıfının oluşumuna hizmet eder hale gelmiştir. Bugün, KUR-FAİZ makasında şekillendirilen DÖVİZ TİCARETİ, en büyük ve en karlı SEKTÖR halindedir. İktisadın kuralı bellidir:

RANTLAR YÜKSELİRSE, REFAH ORTADAN KALKAR!

Türkiye, bu süreci yaşamaktadır. Gökdelenler, Lüks alışveriş merkezleri meydana getirilmiş ve arazi ve konut rantlarıyla, hiç çalışmadan, yatırım yapmadan ve üretmeden, lüks tüketimde sınır tanımayan bir zengin kitle yaratılmıştır. Ama; Rusya'dan sonra Avrupa'da en büyük toprağa sahip Türkiye, gıda maddelerine muhtaç bir ülke haline gelmiştir. Üretmeyen veya yeterli seviyede üretim yapamayan bir ülkenin, kendi milli sermayesini ayakta tutması; ilimlere mevzu, sanatlara model vermesi ve hatta, istiklalini koruması, mümkün değildir. Esasen Atatürk, "Gençliğe Hitabesi"nde bu gerçeği ifade etmiş ve henüz daha Cumhuriyet ilan edilmeden önce toplanan İzmir I.ci İktisat Kongresi'nde yaptığı konuşmasında, her nesle rehbelik edecek derecedeki önemli şu sözleri söylemiştir:

"ÜRETMEDEN, ÇALIŞMADAN, YORULMADAN ve ÖĞRENMEDEN KOLAY YAŞAMAYI İTİYAT HALİNE GETİREN MİLLETLR; EVVELA HAYSİYETLARİNİ, SONRA HÜRRİYETLERİNİ ve DAHA SONRA DA, İSTİKLALLERİNİ KAYBETMEYE MAHKUM OLURLAR!"

Türkiye'de iktisaden ve siyaseten olup, bitenleri, yakından ve dikkatli bir şekilde izleyen bir kişi olarak, gerçekleri, fırsat buldukça her zeminde ve her yerde dile getirdiğiniz için, bu mektubumu yazdım. Zira; Türkiye'nin geleceği hakkında endişe duymaktayım. Başta, Bankaları ve finans kuruluşları olmak üzere önemli iktisadi değerlerini yabancılara kaptıran bir Türkiye'yi kabullenemiyorum ve büyük üzüntü duyuyorum. Hele; yabancı bankaların Doğu ve Güneydoğu'da operasyon merkezleri açmasını, bağrımıza saplanan ve üniter yapımızı bozacak bir hançer olarak değerlendiriyorum ve korkuyorum.


En derin saygılarımla.

0216-4181726
0532-4576956 Ecz.Hüsnü Akıncı


Not:Mektubumun eklerini inceleme fırsatını
bulabilirseniz, memnun olurum ve eleştirilerinizi
beklerim.

Hiç yorum yok: