21 Eylül 2008 Pazar

HIRSIZLIK VE YOLSUZLUKLAR



Sayın Güngör MENGİ
Vatan Gazetesi Yazarı 12 Eylül 2008


Sayın Mengi;

12 Eylül 2008 tarihli ve "Hırsıza Ruhsat!" başlığını taşıyan yazınızı okudum.

"Mantar gibi türeyen yeni iktidar zenginlerini kimler, nasıl yaratıyor?" diye soruyorsunuz.
Bu zenginleri, kurulu ve denetleyemeyen sistem yaratıyor. Çünkü; bu sistemde, her türlü kanunsuzluk, meşru nizam haline getirilmiştir. Yürürlüğe konan kanunlar, beraberinde adâleti sağlamamaktadır.

Geçmişe fikren bir seyahate çıkarak Türkiye'nin son 28 yılını irdeleyecek olursak; bugün şahit olduğumuz yolsuzlukların, hırsızlıkların, usulsüzlüklerin ve yağmaların izlerine, geçmişte de rastlayabiliriz. Yeter ki, gazete arşivlerine bakılsın!

Yürürlükteki demokrasi modelimiz, halkı depolitize etmiştir ve bu dönemde de basın, yükümlü olduğu görevlerini yerine getirmemiştir. Bu ortamda da şişirilmiş şöhretler, ülkenin kaderine hükmeder hale gelmiştir. Halk, gerçekleri bilmediği için de, medyanın parlattığı şişirilmiş şöhretleri, avuçları patlayıncaya kadar alkışlamıştır. Bu kurulu sistem, baştakilerin yolsuzluklarına hesap sormadığı için; hırsızlar, yalancılar ve ahlâksızlar, istedikleri gibi at oynatmışlar ve edindikleri servetler sebebiyle muteber adam olarak saygı görmüşlerdir. Şayet bu sistem değişmez ve baştakilerin yolsuzluklarına hesap sorulmazsa; bu soygunlar ve keyfilikler, sonsuza kadar devam edecektir. Çünkü; kanunsuzluklara ve soygunlara meşru kılıf giydirmek ve his istismarı yapmak, gayet kolaydır. İşte, herkesi düşündürmesi gereken basit bir örnek:

İktidar sahipleri, yakınları ve yandaşları, halkın gözü önünde birden bire zenginleşmektedirler. 28-30 yaşındaki genç insanlar, gemilerin, villaların, fabrikaların sahibi olabilmektedirler. 10-15 yıl evvel önemli bir varlığı olmayan siyasetçiler, yakınları veya yandaşları, birden bire trilyonların sahibi oluveriyorlar. Hiç kimse de, "Bunların parasını nereden buldun?" diye sormuyor veya soramıyor.
"Acaba, sorulması, bu sistemde hukuken mümkün müdür?
Hayır! Bugünkü sistemde mümkün değildir. Çünkü; bunun kılıfı, gayet ustaca ve herkesi uyutacak şekilde hazırlanmıştır. Nasıl mı? İşte, böyle:

Daha önce Vergi Usul Kanununun 30/
7.ci maddesi vardı. Bu maddeye göre kişiler; harcamalarının, satın aldıkları malların ve birikimlerinin kaynağını belgelemek zorundaydı. Gelir Vergisi Kanununun 82/2.ci maddesine göre de, vergiye tabi gelirle ilişkilendirilemeyen ve harcandığı ya da tasarruf edildiği tespit edilen mal ve haklar, safî irât kabul ediliyordu. Yani; kişilerden hesap sorulabiliyordu.
Şimdi, dikkat ediniz:

Bu iki yasa maddesi, 3 Kasım 2002 seçimlerinden 66 gün sonra, 9 Ocak 2003 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 4783 sayılı yasa ile yürürlükten kaldırılmıştır. AKP iktidarı döneminde kabul edilen 4783 sayılı kanunun 7.nci ve 9.uncu maddelerine göre hiç kimseye, "Sen, bu paraları nereden buldun, bu serveti nereden ve nasıl edindin?" diye, hukuken sorulamaz!
İngiltere, Almanya, Fransa, ABD ve daha birçok ülkede sorulabileceğine dair yasalar vardır. Ama bizde, sorulamayacağına dair yasalar mevcuttur. Merak ediyorum:

Bu şartlarda hesap sormak, yolsuzlukları, usulsüzlükleri, hırsızlıkları önlemek ve temiz bir sistem kurmak mümkün müdür?
AKP iktidarı,
66.ncı gününde bu yasaları çıkardığı zaman Recep Tayyip Erdoğan henüz daha yasaklıydı, Genel Başkan değildi ve Parlâmento dışındaydı. Başbakanlık görevini, Abdullah Gül yürütüyordu. Belli ki; hesap sorulamaz kanununu Maliye Bakanı Kemâl Unakıtan düşünmüş, düzenlemiş ve kabul ettirmiştir.


Acaba, kaç kişi, bu gerçeğin farkındadır? Bana göre, bu kanuna parmak kaldıran Milletvekilleri dahî, farkında değildirler. Bilmem ki; medya mensupları farkında mıdırlar?

Sayın Mengi;

ADÂLETİN ZITTI, MUHAKKAK SURETTE ZULÜMDÜR. Siz hiç; adâletsizliğin kol gezdiği ve zulmün yaygınlaştığı bir ülkenin, DİRLİK ve DÜZENLİĞE kavuştuğunu, YÜCELDİĞİNİ; milletin SULH, SÜKÛN, HUZUR VE GÜVENE kavuştuğunu gördünüz mü? Veya tarih kitaplarından okudunuz mu?

Saygılarımla. Ecz. Hüsnü Akıncı.

0216-4181726
0532-4576956

Hiç yorum yok: